1. mümkün olduğunda kuş gibi sıcak kanlı bir pırpırdan, kaplumbağa sükunetine yol açan pencere olabilir.
    büyükşehirler, trafik, iş, okul, internet, alışveriş hep koşturmaca, hep bir şeylerikaçırıyır hissiyatı, aynı an'a birden fazla şey yapma güdüsü, dinlemekten ziyade anlatan olma, söz kesme, celallenme, markette sıra kapma savaşı, dahası insanlıktan uzaklaşma...
    bütün bu güdüler eşliğinde hayatı yavaşlatmak mümkünse çok daha verimli zamanlara, sırayı bozmadan, kaliteli etkinlikler, kaliteli uykular, huzurlu saatler, verimli ders çalışma koyabiliriz.

    bu konuda müzdariplerden biriyim; mizacınız tezcanlı ise üstelik büyükşehirde yaşayıp, kalabalıklara karışıyorsanız, sizi lanet bir kaos bekliyor. ve gün geçtikçe çöken omuzlar, kepekli omuzlar vs vs ile ne idüğü belirsiz koton kabinleri gibi atm kuyrukları gibi hep birileri kapıya tıklıyor. çıldıran insanlar beni pek şaşırtmıyor; şener şen'in çıplak koşması, kemal sunal'ın klarnet çalması bize 90'larda ipuçları veren uyarılardı.

    3-5 yıl bu kargagaşa içinde hayatımı nasıl yavaşlatıp 24 saatimden fayda yada verim görme üzerine yaptıklarım oldu bazen yapamadıklarım. arayışım pek bitmese de önemli bir yol katetmiş olabilirim. kabaca özet geçersem bazı etkinlikler yada hobiler hayatı yavaşlatmak adına itici güç oluyor.

mesaj gönder