• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.85)
acımak - reşat nuri güntekin
reşat nuri güntekin 1928 yılında yayınlanan bu eserinde; çalışkan başarılı fakat zaaf gösterenlere karşı acımasız olan zehra öğretmen ile babası mürşit'in bakış açılarından dramatik yaşam öykülerini anlatıyor. yazar, cumhuriyet öncesinde yeni mezun, idealist genç bir mülkiyelinin iş ve sosyal yaşamdaki çatışmalarını ve uyumsuz ilişkilerini anlatırken, dönemin memuriyet yaşamına, köhne yapısına ait önemli ipuçları da veriyor. şehirden kasabalara sürüklenirken, ardında birer birer ilkelerini de bırakan genç adam hatalı bir evlilikle korkunç bir sona doğru sürükleniyor. acı ve sefaletle dolu ortamdan tesadüfle sadece kızı zehra'yı kurtarabiliyor. acımak; aile içi ilişkileri ve sorumluluklarını, adeta ders verir gibi gözler önüne seriyor. (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. görünenin her zaman gerçek olmadığını öğreten ilk kitap.
    insanın derinliğini öğreten ilk kitap.
    insanlığımı öğreten ilk kitap.
  2. "benim için sevmek bir başka insanın vücudundan, ruhundan bir parça hükmüne girmek, onunla beraber gülüp ağlamak, ıstıraplarını paylaşmak demekti."
  3. usta yazardan yine tek kelime ile mükemmel bir roman. bir kasabada öğretmenlik yapan zehra hanıma bir mektup gelir. babası mürşit beyin ölüm döşeğinde olduğu ve son arzusu olarak onu görmek istediği yazmaktadır mektupta. zehra hoca mükemmel bir öğretmen olmasına rağmen acıma duygusu olmayan bir insandır. bunun sebebi de babasına olan kinidir. annesi ve anneannesine türlü eziyet eden adamı bir türlü affetmemiştir. ancak yine de gider. babası ölmüştür. eşyaları arasından bir defter çıkar. babasının hatıra defterini okumaya başlayan zehra'nın hayatı tamamen değişecektir. her şeyi ne kadar yanlış bildiğini anlayacak ve acımanın ne demek olduğunu öğrenecektir. mutlaka okunması gerekenlerden.
  4. çalıkuşu'ndan sonra bana reşat nuri'yi sevmem için bir neden daha veren roman. sıradan bir romanda karakterlere acımak yaşanacak en olağan durumdur. okudukça kendi kendine acımaksa usta kalemlerin başaracağı bir iştir.

    babamla olan ilişkimi sorgulattı bana aynı zamanda. bir öz eleştiri romanı. yeri çok ayrı çok.
  5. yaklaşık 2 saat sürede okunabilecek reşat nuri güntekin'in 1928 yılında osmanlıca yayımlanan eseri. taşra-istanbul ayrımını, ince bir bürokrasi eleştirisini; günümüzde ivmesi azalmamış toplum baskısı ya da "başkası ne der?" düşüncesinin psikolojik etkisini ve gerçeğin görülmesine izin vermeyen kabalığını konu edinen, içerisinde bir adet bana fazlasıyla "raif bey" i anımsatan mürşit efendi barındıran güzel roman.^:romanı gayet akıcı ve anlaşılabilir seviyede türkçeleştirmesi, dipnotlarında (3-4 kelime) sözlük hizmeti vermesi nedeniyle inkılap yayınlarınca basılmışını öneriyorum ^
  6. kitapta en ilgimi çeken nokta anlamadığım bir şekilde zehra öğretmenin babasının karısını ilk gördüğü sahnedir. kadın daha doğrusu 15-16 yaşlarındaki genç kız babasının cenazesinde dövüne yırtına ağlamaktadır. adam anlaşılmaz bir şekilde bu manzaradan etkilenir.

    kaç yıl oldu okuyalı ara ara aklıma geliyor, bu sahne.
  7. uzun zaman önce okuduğum reşat nuri'nin sevdiğim bir başka eseri. bize anlatılanların her zaman doğru olmayabileceğini, bir de diğer taraftan dinlenilmesini gerektiğini gösterir. bazen gerçek öğrenildikten sonra yaşanan pişmanlığın ise telafisi olmayabilir.