1. birkaç defa metroların henüz çalışmadığı bir saatte evden çıkmam gerektiği için maltepe taraflarından sabahın kör saati nasılsa boştur inancıyla bindiğim efsane otobüs.

    ilk seferinde elbette ki namı kendinden önce gelmişti ve resmen heyecanlanmıştım. her şeye hazırlıklı olmama rağmen sabahın o saati oturamamak gibi bir ihtimali aklıma bile getirmemişken rahatça tutunabileceğim bir yer bile bulamamıştım.
    insanların bakışlarında tecrübenin getirdiği bir acımasızlık hakimdi. elim kaysa ve tutunduğum yeri bıraksam gözümün yaşına bakmayacaklardı sanki. kitabımı düşürsem centilmen bir beyefendi eğilip parlayan beyaz gülümsemesiyle kitabımı bana uzatmayacaktı. hayır, burası gerçek dünyaydı. bitmeyen yollarıyla, uyuyan amcalarıyla, örgü ören teyzeleriyle, ödevlerini yapan gençleriyle, kavacık köprüsü'nde gelen "gene geç kaldım" hissiyle, yerdeki çerez kabuklarıyla.. burası 500t idi. öyle ki dünyamız tehlike altında olsa, karantinaya alınıp insan ırkının devamlılığını sağlayacak her koşula sahip nadir topluluklardan biriydi belki de.
    zor yoldan öğrenmiştim.
  2. yaşlılara,gazilere ve hamile kadınlara genellikle yer verilmesinden imtina edilen, uzaydan bakıldığında görülebilen, ilk durakta sinek kaydı tıraşını olmuş beyaz yakalının kirli sakalla indiği, tuzla şifa mahallesi - cevizlibağ güzergahında seyahat edebileceğiniz güzide iett hattı. ^:vatan şaşmaz' ın reklam çekmesini beklediğim hat. ^

    ucuza istanbul turu demiş arkadaşlar parasal anlamda ucuz olabilir ama manevi açıdan çok şeyinizi kaybediyorsunuz.
    öyle bir otobüs hattı ki boş yer bulduğunuzda onu kapmak için bütün centilmenliğinizi, şıklığınızı feda ediyorsunuz daha sonra o koltuğu korumak ve kollamak için uyuma numarası yaparak kişiliğinizden, dürüstlüğünüzden kaybediyorsunuz hele ki duraklarda ki yaşayacağınız manzara tamamen insanlığınızı kaybetmenize yol açıyor.
    her şey para değil gençler. ^:swh^
    vahşi şehir yaşamına ayak uyduramayanlar hala tutunacak boru ve ineceği durağı kaçırmamak için basacak buton arıyor.
  3. fidan koysan varana kadar ağaç olur öyle bir hat.
  4. tuzlada arkadaşlar haftasonu ne yapıyorsun diyince istanbula gelicem diyorlar. bu da onları bize getiren otobüs hattı. bazılarının evi gibi. sabah traş olup binip, bize geldiğinde inceden sakalları çıkmaya başlamış arkadaşlarımız var. bu dramdır.