1. hiçbir sözlüğün tam anlamıyla tanımlayamayacağı varlık. ciğerpare.
  2. insan ruhunun anavatanıdır anne.
    en büyük problemlerimde, en güçlü yanlarımda, en büyük korkularımda eğer yeterince geriye iz sürersem anneme rastlıyorum hep. herkes rastlar, özellikle de kız çocukları.
    ve her kız çocuğu annesinin kaderini yaşar biraz.
  3. burada anne güzellemeleri görmek de garip geliyor, seviyorsan git sarıl beraber bir şey yap. burada görmek istediğim anneye söylenememiş içinde kalmış şeyler.
  4. kendisine dair saçma, abartılı, göreceli genellemelere ve hiç bitmeyen güzellemelere mâruz kaldıkça ağlamak ve duvarları yumruklamak istememe sebep olan, ayrıca bünyemde kusma hissi yaratan şey.
    kiminin travması kiminin olmazsa olması işte.
    keşke insanlar anneliğin kimseye otomatik bir iyilik, yücelik ve vicdan katmadığını, kendi annelerinin iyiliğinin temelinin karaktere dayalı olduğunu anlasa artık.
  5. "ve anne düştü ilkin
    anne indi demire
    bir ağıt var çamaşır ipinde bile
    artık kurşundan gölgeler baba ve kardeşler
    durup suçluyorlar birbirlerini
    ilerlerken lanetliyor her biri kendisini
    öldü anne ve mutfaklar kilitlendi
    kilerler boşaltildi farelerce
    anne gitti ve evler döndü yazlık otellere
    anne gitti ve sular buruştu testilerde
    artık çamaşırlar yıkansa da hep kirlidir
    herkes salonda toplansa da kimse evde değildir
    bir vakitler anne açarken kapıyı
    şimdi kimse yok kapayacak kapıyı
    anne gitti ve açıklandı ki
    yarasalar da incir buğusu gibi bir şeydi
    bir bakıyorsun güneş gök saçıyor başak başak nimetleri
    yerden fışkırıyor kaynak kaynak su buğday demetleri
    bir bakıyorsun güneş gök saçıyor ateş
    yer fıkırdıyor lavla depremle kaynıyor her şey
    yenildim diyorsun at yıkıldı atın kitabı soldu"

    evin ölümü - sezai karakoç