1. "derler ki; aşk, birine seni yok etme kudreti verip, bunu kullanmama hususunda ona itimat etmekmiş."
    reşat nuri güntekin
  2. lev nikolayeviç tolstoyun bir sözü vardır üzerinde düşünmeye değer. "gerçek aşk,daima kişisel yarar duygusundan vazgeçme temeli üzerinde yükselir."
    one
  3. ibni sina'ya göre aşk: insanın karşı cinsten birinin yüz çizgilerini, el kol devinimlerini ve davranışlarını durup durup düşünmekten doğan bir hüzün düşüncesi. bir hastalık olarak doğmaz, ama doyurulmazsa bir saplantıya dönüşür. sonunda gözkapakları durmadan seğirir, soluk düzensizleşir, hasta bir güler bir ağlar, nabız hızlanır.

    ibni sina, bir insanın sevdalı olup olmadığını anlamak için daha şaşmaz bir yöntem salık verir: hastanın bileğini tutun ve karşı cinsten birçok ad sayın; sonunda hangi adın nabzı hızlandırdığını bulursunuz. ibni sina, ilaç olarak iki sevgiliyi evlilik bağıyla birleştirmeyi öneriyordu; o zaman hastalık geçiyordu.
  4. aşk belki de sanatın en fazla işlediği konulardandır. sonra ölüm, fakirlik ve savaşlar gelir. aslına baktığında aşk insan için en büyük felaketlerden biridir.
  5. ''herkese selam, sana neşet ertaş türküsü''

    işte öyle bir şey...
  6. gerçek aşk, sevgiliden iyilik gördüğünde artmayacak kadar doygun; kötülük gördüğünde azalmayacak kadar sağlamdır.
  7. deliliğin toplumca kabul görmüş biçimi.
  8. '' bütün aşklar imkansız şehsuvar, '' diye karşılık vermiştin. '' imkansızlık olmazsa aşk söner ve hepsinden mühimi, aşk bir ticaret değildir benim yakışıklı aptalım, aşk, neticeyle alakadar olmaz, bugüne bakar, sadece bugüne, hatta şu ana....ateş yandığı sürece vardır, o tutku sönmediği sürece...''

    (bkz: elveda güzel vatanım - ahmet ümit)
  9. tek kişilik yaşanan, içinde iki kişiye yer olmayan duygu.