1. dünyadaki en güzel şeylerden biri. başa gelene kadar kıymeti bilinmiyor ama kaybedince çok acıtıyor
    tes
  2. en yakinimdaki kitabin 27.sayfasinin 14.satirinda yer alan "nereden geldiğini bilemediğin serin bir rüzgar" cümlesiyle kastettiğidir.

    (bkz: onlar da insandı- cengiz dağcı)
  3. hiç unutmam bir dostum şunu demişti. " bazı insanlar sevişememenin verdiği gerilimi aşk sanarlar."
    arjen
  4. bukowski'nin dediği gibi; "tabii ki insanları sevmek mümkündür, onları yeterince tanımadığınız sürece.."

    burada aşk dediğimiz de aslında birbirimizi yeterince tanıyana kadar geçen, böyle heyecan dolu, mutluluk dolu, şehvet dolu bir dönem. insanların ekstra şeyler yapmalarına gerek yok, öyle düşündüğünüz gibi aldatmak, yalan söylemek vs gibi gereksiz dramatik tecrübelere gerek yok, sadece kendileri olmaları bile yeterlidir aşk ateşinin sönmesine.

    ben şahsen çok çabuk sıkılıyorum ilişkilerimden, bir yerde pranga vurulmuş gibi hissediyorum. karşı tarafın zaman içinde benden sıkılmaması için de bir sebep göremiyorum, ama sanırım bende çok daha hızlı gerçekleşiyor. belki duygulara kendimi çok kaptıramadığım için bu kadar kısa sürüyor, bilmiyorum.

    kısacası, pek de uzun sürmeyen, enerji dolu, heyecan dolu güzel zamanlar. bazı insanlar bu zamanlar geçmiş olmasına rağmen, aşkın devam ettiğine inanmaya çalışır, farklı şekillerde duygusal tatminler ararlar ilişkilerinde. mesela güven, aşkın yerini alma konusunda en çok gözlemlediğim duygudur, ya da birine alışma hissi. ancak benim için o kadar olmasa da, aşk güçlüdür, öyle güçlüdür ki bir zamanlar, kısacık da olsa yaşanmış olması insanlara bir ömür paylaşmak için yetebilir..
  5. sanırım benim henüz yaşamadığım bir şey. kendimi öyle saymak istiyorum.
    çünkü artık tek taraflı olan duygular beni mutlu etmiyor.
    belki de ergenlikte kaldı...
    çok zaman aşık olan bendim, ya da aşık olduğunu zanneden.
    yakın arkadaşlarım hiç bu duyguyu tatmadıklarını hissetmediklerini söylerken kendimi çok yalnız hissederdim. sanki tüm olaylar hep benim başıma gelirdi. ya da kendime çekerdim o olayları.
    hoş, arkadaşlarım bir şey kaçırmadılar diye de düşünürdüm sonraki süreçlerde. çünkü "sevmek de yorulur"muş...
    şimdi tabir yerindeyse ben beni peşinde süründüren tüm insanları boşluğa bırakıyorum.
    dua ediyorum ve o'nu bekliyorum.
    o'nun diğerleri gibi olmayacağını biliyorum. ciddi olacağını...
    biliyor musunuz. bir keresinde birisi beni babamdan istemişti. benimle bile muhatap olmadan babamla muhatap olmuştu. ben de içimden helal olsun demiştim. keşke diğer o gereksiz tipler için ruhumu yormamış olsaydım demiştim.
    işte ben adeta bu fonda ve ciddiyette geleceğini biliyorum "o" kişinin...
  6. serap gibin bişey. once umut verir, kosturur kendisine dogru. ancak yaklastikca aslinda olmadığı görülür.
  7. platonik olanı meşhurdur... yak yak
  8. "bence engel tanımaz gerçek bir aşkla sevmiş olanlar.
    aşk demem aşka
    değişik durumlarda değişip duruyorsa,
    ya da meyil duyuyorsa bırakmaya ilk fırsatta.
    aşk dediğin fırtınaya bakar ve titremez asla;
    ah, hayır! her daim duracak bir işarettir,
    bir yıldızdır, dönenen teknelere rehberdir,
    boyu posu ölçülse de bilinmez değeri nedir.
    zamanın oyuncağı olmaz; gül dudaklı
    ve yanaklı aşkı götürebilir sallasa zaman orağını;
    değişmez aşk kısa da sürse saatler ve haftalar,
    aşk dediğin kıyamete dek yaşar."

    shakespeare ..
  9. eğer, hayatınızın herhangi bir an'ına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca iki şeyden birini seçmek isterdim.
    biri, o çocukluğun bahçesindeki ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken...
    öteki, bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim adamla öpüştüğüm ilk gün...
    herkes aşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyordu.
    ama aslında bu kadar basitti işte:
    birini öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan aşıksın.

    başucumda müzik - kürşat başar
  10. acısını üstümden attıktan sonra pek anlamadığım, geyiğe vurduğum olay. aklıma hep baha'yı getirir bu kelime. çünkü baha'nın bütün albümlerinde aşk kelimesi geçer. kendisi gerçekten aşka inanmış.

    aşkın tebessümü (haziran 1999)
    aşk olmazsa (aralık 2000)
    aşk acısı (23 ocak 2003)
    aşk rüzgarı (13 nisan 2005)
    aşk yemini (14 mart 2007)
    firari aşk (16 mayıs 2008)
    aşkı duymak istediğin her zaman (2010)
    aşk baha'ne (2013)