• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.18)
çavdar tarlasında çocuklar - j.d. salinger
"modern zamanların başyapıtı" olarak değerlendirilen bu eser, "ahlâk dışı" ve "açık saçık" bulunduğundan abd'nin birçok tutucu bölgesinde uzun süre yasaklı kaldı. hâlâ bazı amerikan kütüphanelerinde yasaklı kalmasına rağmen, kitabın yasaklanması günümüzde ilginç bir hal almıştır: abd'de lise düzeyinde en çok yasaklanan kitap olmasına rağmen aynı zamanda en çok okutulan kitaptır.
kitap, anti-kahraman holden caulfield'ın okuldan atılmasıyla başlayan süreci holden'ın kendi ağzından anlatır. stylist.co.uk sitesi tarafından "en iyi ve en ironik 100 giriş cümlesi" listesinde romanın giriş cümlesi birinci sırada yer alırken "en iyi 101 kapanış cümlesi" listesinde on beşinci sırada yer aldı."


  1. "sakın kimseye bir şey anlatmayın, herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra." okumamın ardından yıllar geçse de çavdar tarlasındaki çocukları duyduğumda aklıma bu cümle gelir hep.
  2. keşke daha gençken okusaydım diye hayıflandığım bir ilk gençlik romanı.
    doris
  3. gönülçelen ismindeki basımını arayıp bulduğumda 50tl olduğunu duyunca kitabı adama nasıl geri vereceğimi bilemediğim çok sevdiğim salinger romanıdır. akmar ucuz iyi güzel de kazıklamaya da yer arıyorlar sürekli.
  4. benim açımdan esprisi lisede okuldan kaçtığım günlerden birinde kendisini okumamdır.
  5. Çavdar Tarlasında Çocuklar hakkında muhtemelen bilmediğimiz 15 şey:

    1. Çavdar Tarlasında Çocuklar her gün dünya çapında ortalama 685 kopya satılıyor.

    2. Takvimler 1946’yı gösterdiğinde J. D. Salinger The New Yorker dergisine Çavdar Tarlasında Çocuklar’ı tefrika etmeyi önermişti. Fakat bu önerisi derginin editörleri tarafından kabul görmedi. Çünkü editörler romanın baş kişisi Holden Caulfield’ı inandırıcı bulmamışlardı.

    3. Çavdar Tarlasında Çocuklar’ın ahlaki sebeplerle birçok kez sansüre takıldığı bilinen bir konu. Ancak 1978 yılında kitabın Washington, Issaquah’taki liselerde okutulması “komünizm hakkında” olduğu gerekçesiyle yasaklandı.

    4. Takvimler 1981’i gösterdiğinde ise Çavdar Tarlasında Çocuklar aynı anda Amerika Birleşik Devletleri’nin en çok sansürlenen kitabı ve okullarda en çok okutulan ikinci kitabıydı.

    5. Çavdar Tarlasında Çocuklar bugün de Amerika Birleşik Devletleri’nin en çok tartışılan kitaplarından biri olmayı sürdürüyor.

    6. John Lennon’u vurarak ölümüne sebep olan Mark David Chapman tutuklandığı sırada Çavdar Tarlasında Çocuklar’ı okuyordu. Chapman Lennon’u öldürürse Holden’ın ruhuna sahip olacağına inanıyordu. Hatta bir keresinde Lennon’u öldürme sebebinin insanları Çavdar Tarlasında Çocuklar’ı okumaya teşvik etmek olduğunu bile söyledi! Sonrasında da ismini resmi olarak Holden Caulfield olarak değiştirmeye çalıştı.

    7. Çavdar Tarlasında Çocuklar’ın bir diğer “ölümcül” hayranı da 1981 yılında Ronald Reagan’a suikast düzenlemeyi deneyen John Hinckley Jr.’dı. Polisler evinin oturma odasında Çavdar Tarlasında Çocuklar’ın bir kopyasını bulduğunda Hinckley takip etmekte olduğu oyuncu Jodie Foster’dan ilham alarak suikaste kalkıştığını söyledi.

    8. Kitapta “kofti” sözcüğü 35 kez, “çılgın” sözcüğü 77 kez ve “ Allah’ın cezası” deyimi 245 kez kullanılırken “mutlu” sözcüğü sadece ve sadece iki kez kullanılmıştır.

    9. J.D Salinger İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerikan Ordusu’nda hizmet vermiş ve Normandiya Çıkarması’na katılmıştır. Çıkarma başladığı sırada Salinger kitabın altı bölümünü eşyaları arasında taşımaktadır.

    10. Salinger Normandiya’dan Almanya’ya giderken yolda Ernest Hemingway ile tanışır. Hemingway Salinger ile ilişkisini mektuplaşarak sürdürmek istemektedir. Holden Caulfield’ın dediklerinin aksine, Hemingway’ın Silahlara Veda’sında yazarlar arasında bir dargınlık bulunduğunu düşündüren hiçbir ifade yoktur.

    11. Salinger 2009 yılında, İsveçli bir yazarın 60 yaşındaki Holden Caulfield’ın bir bakımevinden kaçışını konu alan romanını bastırmasına mani oldu. Avukatları Salinger’ın telif hakları serbest kalmadıkça bu kitabın Amerika Birleşik Devletleri’nde yayınlanmasının mümkün olmayacağını söyledi. Kitap yine de İngiltere’de yayınlandı. Kitabın yazarı John David California mahlasını kullanıyordu.

    12. Çavdar Tarlasında Çocuklar hiçbir zaman başarıyla sinemaya uyarlanamadı. Aralarında Marlon Brando, Jack Nicholson ve Leonardo Di Caprio’nun da bulunduğu birçok aktör kitabı filme uyarlamayı denedilerse de başarılı olamadılar.

    13. Fakat eğer böylesi bir film başarılı olsaydı Holden Caulfield’ın 30’ların çocuk oyuncusu Freddie Bartholomew gibi görünmesi gerekirdi şüphesiz.

    14. Salinger’ın babası onu ticaret konusunda kendisini geliştirmesi için İkinci Dünya Savaşı’ndan önce Avusturya’ya gönderen başarılı bir et ve peynir tüccarıydı. Fakat henüz bir ay geçmeden Salinger hem et ticaretinden hem de Nazilerden kaçtı. Böylelikle bizler de çağımızın en iyi yazarlardan birini henüz tanımadan kaybetmekten kurtulduk.

    15. Çavdar Tarlasında Çocuklar “berbat etmek (screwed up)” ifadesinin günlük konuşma dilinde popülerleşmesini sağlamıştı.

    sabit fikir

    # shortlist
  6. üslübüna hayranım öyle ki daha ilk birkaç cümlede ''budur be'' dedirtmişti bana.

    yatılı okuldan atılan -muhtemelen zengin- bir veletin eve dönüş hikayesi bu. hikayede çok bir numara yok zaten, ama üslup bambaşka. bir ergenin -ki rocker ergen kızlar(17-20 arası) hep favorim olmuştur- hayatı, insanları yorumlayışını okuyorsunuz.

    tabii sanmayın ki ergen diyerek karakteri aşağılıyorum. aksine holden fazlasıyla övgüye değer bir karakter. bu adamı ergen bunalımı bunlar ya diye yorumlayan ebeveynler gördükçe o ergenlerin nasıl olup da birer seri katile dönüşmediklerine gerçekten şaşıyorum. bir ailenin çocuğunu anlayamadığı dönem normal bir dönemdir ama anlamadığı halde anladığını sandığı dönem, işte tehlikeli olan odur. holden' ın söyleyecek bir şeyleri var, ve söyleyecek şeyi olduğunu iddia eden, bu yüzden dinlenilmeyi bekleyen onca 'olgun' insandan çok daha ciddi şeyler söylüyor holden. ve bunu salinger' ın benzersiz sıradışı üslubuyla yapıyor/yaşıyor.

    salinger benim dürüst yazarlar kategorime dahil bir adam. vıcık vıcık, içi boş sevgi cümlelerine, edebi bir kriter sanılan anlamsız benzetmelere zerre yer yok salinger' da; sorgulama var, çırılçıplak bir gerçeklik var... haliyle mecburen de sert oluyor böyle olunca. sert bir yazar salinger ve sert bir kitap bu kitap ama aynı zamanda da komik. hani neden bu kadar önemli bu kitap diye düşündüğümde bu üç unsuru veriyorum kendime cevap olarak; çok gerçek, çok sert ama aynı zamanda komik.

    kitabın ana kahramanı holden' dır ama bence asıl kahraman phoebe isimli küçük kız kardeştir.

    --spoiler--
    hayvanat bahçesine gitmelerini anlatan pasajı tekrar tekrar okuyabilirim.
    --spoiler--

    john lennon' u öldüren mark david chapman' ın cebinden bu kitabın çıktığı rivayet olunur. komplo teorisi isimli bir mel gibson filminde de geçer bu kitap. eğer ''tüh sana o diziyi mi izliyorsun'' demeyecekseniz, güneşi beklerken isimli dizinin de bir sahnesinde elemanın bir bu kitabı okuyordu.

    dip not: vallahi annem izliyor, denk geldi de baktım. :)
  7. hayatımda okuduğum en iyi kitaptır.içinde bu kadar kendimi bulduğum,kendine bu kadar bağlayan bir kitap olmadı hayatımda.bitince gözlerim dolmuştur hatta,o son cümlesi falan muhteşemdir,okunması farzdır.

    "hiç kimseye bir şey söyleme.eğer söylersen herkesi özlemeye başlıyorsun."

    not:orijinal dilinde okunmalıdır bence.
  8. holden caulfield in büyümesine dair hüzünlü bir roman. bir kere okumakla yetinmeyin. john lennon u öldüren hayranı mark david chapman' ın da cebinden çıkmıştır. bildiğim kadarıyla savunması da bu kitap. bu şekilde çoğu cinayete sebebiyet verdiğine dair çok iddia var. mark david chapman hala hapiste, sürekli olarak şartlı tahliye talebinde bulunuyor ve her seferinde reddediliyor. olaya dair chapter 27 filmi de güzel işlemiş, holden ın psikolojisindeki chapman' ı. kitap 26 bölümden oluşmakta.
  9. bu kitap hakkında birkaç kelam etmek istiyorum.
    holden caulfield. bildiğimiz ergen. buluğ çağı bunalımlarımızın oldukça yalın bir dilde anlatılması, yaşadıklarımızı anımsamamız, göründüğümüz gibi olduğumuz zamanlar bizi öylesine yakınlaştırıyor ki bu karaktere sarılmak geliyor içimizden birçok kere.

    buraya kadar tamam. birçok kitap kahramanı ile ortak yönlerimizi ararız zaten. fakat hayatımın kitabı demek ne bileyim yavan kaçıyor. en nihayetinde büyümek üzere olan bir çocuğun geçirdiği 60 saat hayatınızdaki en önemli şeyse bilemeyeceğim. burada bana fazla bir anlam yükleniyormuş hissi geliyor.

    sonuçta roman boyunca holden'in bütün yetişkinlerle ilişkisi sorunlu, çocuklarla ise gayet iyi olmuştur. büyümek istememektir. büyümüş rolü yapamamaktadır. bu kadar.
  10. holden'in ergenlik bunalımlarını okuduğumuz bir kitaptır. üslup olarak da basit bulduğum bu kitabın açıkçası bana hiçbir şey katmadığını düşünüyorum. uzun zaman önce okuduğumdan mıdır bilemem ancak kitap beni etkileyip içine alamamış ki düşüncelerim bu yönde.