• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (7.03)
fakat müzeyyen bu derin bir tutku - ilhami algör
"her şeyin iyi gittiğini nerden çıkarıyorsun?" dedi. "herif rüzgârı kendinden menkul uçurtmanın teki. ara sıra telleri takılır gibi kadına geliyor gece yarısı." "fakat müzeyyen, bu derin bir tutku," dedim. tırsmaya başlamıştım. haklı olabilirdi. "evet, biraz sapık ve tek taraflı bir tutku," dedi, arkasını dönüp gitti. hikâyeye göre adam, kadını çok seviyor, sevdikçe ruhu büyüyor, eve sığmıyor... bülbülün çilesi, yazarın zulası... inceden sarma bir sigara, inceden bir bardak... jak danyel isimli bir şişe, hicran isimli bir yara, tuhaf isimli bir roman. kafamız iyi, açmayın kapağı, biz böyle iyiyiz.

ilhami algör, alelacayip aşkların ve oyunbazlığın, hüzünlü dolambaçların yazarı. fakat müzeyyen bu derin bir tutku, italyan yokuşu'ndan aşağı, rüzgâra asılıp tophane'ye inen roman. avaramu!
(tanıtım bülteninden)


  1. !---- spoiler ----!

    beni her yoğuruşunda, sırtüstü yatıp karnını açan kedi yavruları gibi, teslim ve mest oluyordum. birlikte tüy gibi havalanıyor, yükseliyor, oralardan ok gibi inip, zıpkın gibi saplanıyor, çapkın, şakacı, çocuk yunuslar gibi dibe iniyor, dipte yılan balıklarına dönüşüp kıvrılıyor, sonra toprağı delip, köpüklü dalgalara bakan yamaçlarda rüzgara çıkıyor, yeşil ve taze, kendimize ve birbirimize dolanıp yükseliyor, dallanıyor, açıyor ve... ve tekrar ve tekrar, yaprak, polen, böcek olarak dökülüyorduk.

    !---- spoiler ----!
  2. filmini izlemiş ve oldukça beğenmiş biri olarak okumak istediğim kitaptır. erdal beşikçioğlunun ağzından dinleyecekmişim gibi hissettiğim için okumak istiyorum kitabı belki de.
  3. !---- spoiler ----!

    "aynadaki kadın benim zıttım," demişti, ’ ben ne kadar ev haliysem o, o kadar sokak. ben sokulgan isem, o başını alıp giden. ben gündüzüm, o gece… çapkın, güçlü, özgür."

    !---- spoiler ----!

    !---- spoiler ----!

    "her şeyin iyi gittiğini nerden çıkarıyorsun?" dedi. "herif rüzgârı kendinden menkul uçurtmanın teki. ara sıra telleri takılır gibi kadına geliyor gece yarısı." "fakat müzeyyen, bu derin bir tutku," dedim. tırsmaya başlamıştım. haklı olabilirdi. "

    !---- spoiler ----!

    aynadaki kadının kendinin zıttı olan kadınlara ve rüzgârı kendinden menkul uçurtmanın teki olan adamlara dokunacak kitap. bu kategorilerden birine giriyorsanız ve ekstra olarak da serbest çağrışım manyağıysanız bu kitap içinizde bir yerlere fena dokunacaktır.
  4. kırk dakikada bittiği için üzüldüğüm kitaptır. ne güzel üsluptur o, ne güzel hikayedir. tabi ki filmi izlemeden önce okumak gerekir.
    (bkz: böyle buyurdu müzeyyen)
  5. okurken yazarın oğuz atay hayranı olduğu sanısına kapılmamak sebep olmuş kitap.
  6. an itibariyle okumaya başladığım kitaptır. ilk izlenimde umursamaz bir salınış hissinin süregen hazzını duyduğum akıcı ve kuvvetli tasvirlerle örülüdür.
  7. kitap fuarında görüp merak ederek aldığım kitap. elimdeki biter bitmez başlayacağım. bir arkadaşım beğenmediğini beklediği gibi çıkmadığını söyledi. bakalım benim fikrim ne olacak sevgili youreads üyeleri.
  8. akıcı , okuyucuyu bağlayan bir kitap hele bir de melankolikseniz...
  9. --spoiler--


    ''nasıl görünmek isterdin?” dedi.

       bu tavır, bu kendinden çok fazla emin, ukala tavır beni öldürürdü.

       “ayna,” dedim, “seni bölük bölük bölerim. ”

       “denememeni tavsiye ederim,” dedi, “bölünerek çoğalırım ve çoğaldıkça fazla suret veririm, hoşuna gitmez.”

       bana psikolojik çözümleme yapıyordu. kendimi görmekten ya da kendimi “yalnız biri” görmekten huzursuz olduğumu ima ediyor, şantaj yapıyordu. fakat teknik olarak haklıydı. iti, iki yüz parça yapsam, alt açı, üst açı derken ortalık karışacaktı.

       “ulan,” dedim, “ayna... seni yüz parça yapar, parçalarını şehrin varoşlarına dağıtırım. öyle bir yerleştiririm ki parçalarını, ömrün bir araya gelmek için kıçını yırtmakla geçer. sen parçalarını bir araya getirip kafanı toplarken, şehir alır başını başka bir yere gider, ayvayı yersin.”


    --spoiler--


    gecenin bir vakti kilometrelerce ötedeki bir 'dostla' eş zamanlı okuduğum harikûlade eser.

    çok çok çok ama çok beğendim. dil bakımından olmasa da, ilhami beyi çokça c. 'e benzettim. müzeyyen'in evlenilebilecek bir kadın olduğunu düşledim. ve bok püsür.

    beğenmeyeleri, hele de dilini beğenmeyenleri kuvvetle anlıyorum. ancak bu nadide esere müzeyyen'in hatrı için bir şans daha vermeleri elzemdir.

    avaramu!
  10. alıntı yapmaya inanılmaz elverişli bir kitap. zaten incecik. bir ben sevemedim herhalde. bilinç akışını denemeye çalışmış algör ama altından kalkamamış. sigara, kaybedenler, melankoliyi bir araya getirip biraz da popüler materyallerle süslemiş. varoluş sancılarını bu tip ötekileştirilmiş karakterler üzerinden anlatmak bir dönem popülerdi ama artık suyu çıkmaya başladı. kendini tekrarlayan eserler okuyor gibi oluyoruz.
    sezgi