1. bence kesinlikle geri getirilmemesi gereken sistemdir.
    1) insanların ne yapmış olurlarsa olsun yaşama hakları elinden alınamaz. bunlar için mühebbet hapis cezaları var.
    2) idam cezası gelmesi demek,hukuk sistemi bitmiş bir ülkede cinayetlere sebep olur. tecavüzcüler,adam öldürenler zaten bir şekilde serbest kalıyor, olan eylem yapan,gezi yapan, ankara saldırısına tepki,yolda kız/erkek arkadaşının elini tutan kişilere olur,keyfe keder idamlara yol açılır.
  2. bu topraklardan uzak dursun.
    yapmayın, etmeyin ülkenin bu halinde idam geri gelse karambolde binlerce insanın gezici,paralelci ,terörist vb diye yaftalanıp asılacağını ön görmek zor olmasa gerek.
  3. hukuk'un bir insanı öldürmesidir.

    yargılamada yapılabilecek yanlışlıklar, hapis cezasında "pardon" denilerek son bulabilir ancak idam cezasında geri dönüş olmayacaktır.
  4. bugün idam cezasının ülke sınırları içinde var edilmesi siyasal islamcıların ve liberal kesimin istediğini asıp kesme yetkisi verecektir. oluk oluk kan akacak diyenler durmayacak hatta bunu kanunla destekleyeceklerdir. idam cezası bu ülkede yanlış yorumlanacak ve siyasi iktidar sahipleri bunu lehine kullanmayı her zaman bilecektir. bence yanlıştır (bkz: deniz gezmiş)
  5. hukuken 2004 yılında kaldırılsa da fiilen 1984'den sonra hiç uygulanmamıştır.
  6. ülke geleneği olarak "kurunun yanında yaş da gitmesi" durumuyla karşılaşacağımızı ve olması halinde kendi lehlerine çevireceklerini bildiğim için asla istemiyorum. balyoz davalarında haksız yere hapse atılanlar olduğu gibi, bunda da olmayacağının garantisini kimse veremez.

    tek farkı var, idamın geri dönüşü yok. ve geri dönüşü olmayan cezaların daha bir titizlik ve netlikte yapılması gerek. dün semih çetin'in tartışma programında dediği gibi bir kurumda hata yapan birisi olduğunda kurumu mu kapatırsınız yoksa hataya sebebiyet veren sorunu mu iyileştirmeye çalışırsınız? idam bunun çözümü değil, asayişi ve denetimi sağlamayıp işin sonunda kandırıldık deyip hobaa her şeyi kapatalım, asalım ile olmaz bu işler. çözemezsiniz.
  7. telafisi gerisi dönüşü olmayışı büyük sıkıntı. örneğin karamandaki davarlar için çoğu kişi talep eder ama her dosya bu kadar açık olmaz. hatta karaman gibi dosyalarda da kimin ne kadar dahli var tam olarak tespit edilemeyebilir.
    mutlu
  8. son zamanlarda cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar konusunda "geri getirilmesi" istenen cezadır. ancak idam cezası uygulamada devlete karşı bazı suçlar ile kasten öldürmenin nitelikli hallerinde uygulanıyordu. yani eski tck'da bunlar dışında idam cezası öngörülmüş değildi. zaten 1984 yılından sonra uygulanmamış, daha sonra da 2002’de kaldırılmıştır.

    dünya’da nasıl durum? idam cezası öngörülen suçlar ülkeden ülkeye değişiyor. örneğin abd'de coker v. georgia kararıyla sadece mağdurun öldüğü hallerde idam cezasına hükmedilebileceği kabul edilmiştir. (yüklü miktarda uyuşturucu ticareti, uyuşturucu çetesi yöneticiliği ve devlete karşı suçlar istisna) japonya'da da durum benzerdir. vahşice işlenen öldürme suçları idam cezası kapsamında değerlendiriliyor. suudi arabistan, çin ve iran tecavüz de dahil olmak çeşitli suçları idam cezası ile cezalandırılmaktadır. 102 ülke haricinde idam cezası uygulanmaya devam etmektedir ve her ülke kendi içinde farklı suçlara idam öngörmüştür.

    idam cezası caydırıcı mıdır? bu konuda bilimsel bir veri yoktur. benim kendi düşünceme göre hapis cezası bile insanı tedirgin etmeli, caydırıcı olmalıdır ama hapishaneler dolu, hatta kapasite yetmiyor bile. bu da demektir ki sadece cezanın varlığı bir suçu önlemek için yeterli değildir. insanı suç işlemeye yönelten nedenlerin tespit edilip bunların üzerine yoğunlaşılması gerekir. bu nedenle de idam cezasının gelmesi benim fikrime göre hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. hatta hukuka bakışı daha da olumsuz etkileyebileceğini düşünüyorum.

    çünkü idam cezası gelirse bu cezaya çarptırılan kişi ertesi gün idam edilmeyecek. önce kararın kesinleşmesi beklenecek. bu da muhtemelen yıllar sürecek bir temyiz aşamasının bitirilmesi demek. daha sonra karar tbmm’nin önüne gelecek. tbmm iç tüzüğü madde 92’ye göre: “Ölüm cezaları hakkındaki kesinleşmiş mahkeme kararlarının yerine getirilmesine dair Başbakanlık yazıları, esas komisyon olarak Adalet Komisyonuna havale edilir. Adalet Komisyonu, bu yazıyı inceleyerek cezanın yerine getirilmesinin onaylanması veya onaylanmaması yönünde bir kanun metni hazırlar. Komisyonlar ve Genel Kurul, mahkeme kararını değiştiremezler.” tbmm kendisine gelen kararı kanun ile onaylarsa idam cezasının infazına geçilebilecektir. bütün bunlar gerçekleşene kadar idam hükümlüsü cezaevinde kalacak. 5 veya 10 sene sonra infaz edilecek bir ceza toplumun vicdanını ne kadar rahatlatır bunun tartışılması gerekli.

    örneğin abd’de temyiz süreçleri nedeniyle idam mahkumlarının çoğu cezanın infazı sebebiyle değil doğal nedenlerle ölüyor. kaliforniya’da 1978 yılından beri 900 idam mahkumundan sadece 13’ü idam edilmiş. 1989’da idam cezasına çarptırılan seri katil richard ramirez (night stalker) 2013’de kanserden öldü.

    bu süreci kısaltırsak o zaman da suçsuz yere bir kişiyi idam etme ihtimali artar. bu da telafisi olan bir durum değil. uzun temyiz sürecine rağmen önlenebilen bir durum da değil. burada listesi var.
  9. çocuklara yonelik suclarda mutlaka olmasi gerektiğini düşünüyorum. pedofillerin iyileşme gostereceklerine kesinlikle inanmıyorum. diğer yandan erdal eren geliyor aklıma olmasın diyorum. sadece pedofillere uygulanacaksa siyasi suclar olmayacaksa anca olabilr.
  10. idam cezasının en kötü yönü yanlış bir hüküm durumunda geri döndürülemez olmasıdır. öte yandan canavarca hisle adam öldürenlere, azılı tecavüzcülere ve milli güvenliğe tehdit altına koyanlara karşı en uygun ceza biçimi olduğu da aşikardır.

    o yüzden cezanın uygulanması için sanık ve motivasyonu hakkında tek bir şüphenin olmaması elzemdir.