1. 1924 yılında mustafa kemal atatürk tarafından türkiye'ye davet edilen john dewey tarafından hazırlanan rapor doğrultusunda hayata geçirilmiş projedir. bu raporun aşağıda yer alan kısmı amaçlanan eğitim ve yaratılmak istenen yurttaş hakkında bir fikir verecektir. aynı zamanda bu enstitülerin neden kapatıldığı konusunda da tabi.

    "türkiye'de milli eğitimin temel amacı ülkenin uygar uluslar arasında haklı bir yeri olan bağımsız ve laik bir cumhuriyet olarak gelişmesini sağlamaktır. bu amaca ulaşmak için bireylerin girişimci ve yaratıcı kimliğe sahip, özgür düşünen, akılcı davranan, kamu yararı için gerektiğinde toplumsal işbirliğine yönelen sağlam ahlaklı kişiler olarak yetiştirilmesi gerekir. sınırlı sayıda liderle ulusal amaca ulaşmak olası değildir. yurttaşların tümü, ülkenin politik, ekonomik ve kültürel gelişimine katkı sağlayacak şekilde eğitilmelidir."

    kaynak: fikret şermin, türkiye'de amerikalı bir filozof, 2011 ; john dewey, (çev.) vedat günyol, özgürlük ve kültür, remzi kitabevi 3. baskı
    pinot
  2. hakkında yılmaz özdil'in şöyle bir köşe yazısı mevcuttur.
  3. kırsalda yerleşik iktidar düzeni, köylülerin toprak sahiplerine ve diğer muktedirlere bağımlılığı için hem ekonomik hem de kültürel sermayelerinin olmamasını gerektirmekteydi. zira meşhur bir fransız feylezofun belirttiği üzere, bilgi ve güç aslında bir madalyonun iki yüzüdür. tıpkı para gibi, kültür de bir sermaye biçimidir.

    köy enstitüleri işte köylü çocuklarına bir kültürel sermaye kazandırma projesiydi. onlara tarımla, hayvancılıkla, bilimle, sanatla ve feslefeyle ilgili bilgiler ve çeşitli zanaatlar kazandırıyordu. bir de mezunlardan, bu bilgileri köylerindeki diğer çocuklara aktarmaları bekleniyordu.

    bu şartlarda kırsaldaki eski iktidar ilişkileri ve "kültür" elbette dinamitlenmiş olacaktı. köy eski halinde olmayacaktı. ancak nüfusun büyük çoğunluğunun köylerde yaşadığı o dönemin türkiye'sinde bu projenin ekonomik ve sosyal getirileri muazzam olacaktı. ne var ki okudukça, eğittikçe ve eğitildikçe, bu okullardaki çocuklar kırsalda ailelerinin ve çevrelerinin içerisinde olduğu iktidarlar ilişkilerini daha çok farkettiler, yereldeki sömürü düzeninin "doğallaştırılmasına" karşı çıktılar. tabi kırsalda egemen olanları aldı bir telaş ve hemen gereken yerlere haber salındı. dönem abd'ye yanaşılan "komünizm karşıtlığı" dönemiydi. bu okulların kapısına da "komünist yuvası" olmaya başladıkları için kilit vuruldu. böylelikle ülkede huzur ve sükunet sağlandı. o kısa dönemde köy ensititüleri'nde okuyan az sayıdaki mezun arasından bile kaç tane romancı, şair, sanatçı ve düşünür çıktığına bakarsanız, kaçan fırsatın büyüklüğünü de görebilirsiniz. ama türkiye tarihizaten kaçırılan büyük fırsatların tarihi değil midir?
  4. nasil olur? nasil kapatilabilir? aklim almiyor.

    bana, bugunun turkiye'sinde yasanan her turlu sorunun temel sebebi bu egitim kurumlarinin kapatilmasiymis gibi geliyor.

    cildiriyorum.
    halit
  5. Can dündar'ın seslendirdiği köy enstitülerine dair izlediğim en kapsamlı belgesel. Sadece teorik bilgi vermekle kalmıyor aynı zamanda pratik işleyişi hakkında da bilgi veriyor.

    Köy Enstitüleri Belgeseli

    Ne yazsam bu belgeselden daha fazla bilgi vermeyecek. O yüzden 1 saatinizi ayırmanızı kesinlikle tavsiye ederim.
  6. paramparça edilip sömürge haline getirilmeye çalışılırken ayağa kalkıp bir çok devlete karşı verdiği savaşı kazanmış ancak bu ve bir önceki savaşlar da düşünüldüğünde (çanakkale savaşları,balkan savaşları v.b.) neredeyse yetişmiş insanı (doktor,asker,öğretmen,mühendis) kalmamış bir milletin, yaşama tutunması,ekonomik refaha ulaşması,adaletli yaşam kurabilmesi için iskeletinin oluşmasını sağlayan ve (bazıları tarafından ne kadar kötülense de,her şeye rağmen) halen zamanın şartları düşünüldüğünde tam bir deha eseri olan sistemdir.. bazı insanlardan köy enstitüleri konusunda anlatılanların abartı olduğuna dair sözler duyuyorum zaman zaman. her ne niyetle olursa olsun ( siyasi görüş farklılığı veya başka bir şey) ard niyet taşıyıp.kötüleme niyetiyle konuşanlara hiç bir şey yazmam da söylemem de.ama iyi niyetle (nedir ne değildir) öğrenme derdinde olanlara söylenmesi gereken en önemli şey şudur bence; köy enstitüleri sistemi için yüzlerce olumlu makale yazılsa,yüzlerce fil çekilse yine de o dönemin bu ülkeye kazandırdıklarını anlatmakta eksik kalır. günümüzde bu sistemin yürürlüğe konmasının ise verimsiz olacağı fikrindeyim.