1. irkçılık ve milliyetçilik çoğu zaman yan yana kullanılan iki kavram. aralarında da kuşkusuz bağ var. irkçılık ve milliyetçiliğin ortaya çıktığı zemin ortaktır. ancak iki kavramın birbirinden farklı olarak neyi anlattığı silikleşiyor, bilinmiyor. milliyetçilik nerede bitiyor, ırkçılık nerede başlıyor zaman zaman ciddi tartışma konusu oluyor. kişisel olarak ben de kavram kargaşası yaşıyorum. sanırım aşağıdaki açıklama biraz da netleştirir ayrımı:

    "her iki ideoloji de, içinde türedikleri üretim ilişkisinin yerleşmesine, devam etmesine hizmet eder. milliyetçilik aynı üretim ilişkisi içinde en temelde, emek gücünü satmak zorunda olan insanları sisteme bağlamanın ve teritoryal sınırlarda bir devlet oluşturmanın etkili ideolojisidir. bu demektir ki milliyetçilik, onu kullananların ortak bir geçmişe ve kökene sahip oldukları insanlara yönelttiği ideolojidir. milliyetçi ideolojinin temel işlevlerinden biri, ulusal sınırın dışındaki savaşları gerekçelendirmek ve geniş halk kitlelerini savaş için seferber etmektir.

    irkçılık ise, en temelde kapitalist toplumda köle emeği kullanılmasını meşrulaştırmanın ideolojisidir. çağımızda köle emeğinin yerine, değişik etnik kökene sahip işçilerin konumu geçmiştir. yani ırkçılık; egemen ulusun dışında kalan göçmen işçilerin ya da farklı etnik kökenden işçilerin aldıkları ücretlerin eşit olmaması, daha düşük olması ve yaptıkları işlerin daha düşük nitelikte olmasını meşrulaştırmayı sağlar. burada dikkat edilmesi gereken nokta, ırkçılığın ortak bir kökene sahip olmayan insanlara yöneldiğidir. irkçılık ulusal sınırlar içinde işlev üstlenir."
  2. sırf içinde yetiştiği için bir milleti diğerlerinden üstün olarak düşünmektir.
  3. tahminimce 700-800 yıl sonra hiç var olmayacak bir görüş.
  4. şu tanımda her şeyiyle aciklanmis akimdir
    tanım
  5. aidiyet duygusu ve dayanışma gerekli.
    milliyetçilik te bunu sağlar.
    biz insanlar geçmişi öğrenip, gelecek hakkında hem plan kurar hem de getirdiklerine karşı önlemler alırız.
    ve ne kadar uğraşırsak uğraşalım, bir yerlerde takılır kalırız kalmasına ancak bizi oraya kadar getiren moral ve hem entelektüel hem de ahlaki gücün kaynağı aidiyet duygusu ve dayanışmadır.

    yaşamak için güncelliğini kaybetmiş olsa da, ki burada kastım heraklitosçuluk, geçmişin birikimi sonucunda oluşan haritadan faydalanmalı, onu kendimizi ileriye atacak güç olarak görüp, yola devam etmeliyiz. iyi bir şey yani milliyetçilik. ;)
  6. hiçbir zaman benimsemediğim ideoloji. hatta hükümete öfkem artarken insanlığa duyarlılığım, vatana bağlılığım ve millete saygım azalıyor. umutlarım tükeniyor.

    milliyetçi biri olmadım hiç, sosyalist de değilim. dindar hiç değil. biz milletçe sevişenleri öteleyelim, ağlayanlara güçsüz diyelim, umursamayalım. bizden olmayana empatiye gayret edelim ama yargılarımız peşimizi bırakmasın hiç.

    insanız değil mi? insan olmak dilimizde ezber bizim. varsın yok olsun neslimiz. kuruyup gidelim, kazıyalım köklerimizi. asimile olalım. biz bizeyken çok kötüyüz.
    creep
  7. cahil refleksi.
  8. din ile birlikte en güçlü zihinsel uyuşturucular, yönetici araçlarıdır. zamanında ülkemizde komünizm karşıtlığı için son derece kullanışlı olmuştur. hatta bundan başka bir vizyonu bulunmaksızın kurulmuş bir siyasi partinin bel kemiği ideolojidir.
  9. teoride on numara ama uygulamaya geçirme veya uygulama sırasında her zaman sorunların çıktığı kavram