• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.69)
predestination - peter spierig, michael spierig
sıkı bir bilimkurgu filmi olan predestination, zamanda seyahat edip olmuş ya da olası olayların önüne geçmeye veya suçluları yakalamaya çalışan bir zamansal ajanın hikayesini konu eder. gizli bir serivise bağlı çalışan ajanın son görevi ise; 1975 yılında new york'ta yaptığı bir patlamada 11.000 insanın ölümünden sorumlu olan fiyasko bombacısı adlı kişiyi bulup bu patlamanın hiç yaşanmamış olmasını sağlamaktır... görevi için 1970 yılına new york'ta bir barda, barmen olarak çalışmaya başlayan ajan orada “evlenmemiş anne” rumuzlu john isimli bir köşe yazarıyla tanışır. küçük bir bar sohbetiyle başlayan ikilinin sohbeti, gecenin ilerleyen saatlerinde daha da derinleşir...
beyazperde'den alıntıdır.


  1. paradoks sözcüğünün hakkını veren film. ayrıca ben böyle bir ben sevicilik görmedim arkadaş!

    !---- spoiler ----!

    sen kalk geçmişe git, kendine aşık ol, yetmedi bir de üstüne kendinle birlikte ol; sonra da kalk kendini doğur.

    !---- spoiler ----!
  2. sonlara doğru kafamızdan dumanların çıkmasına sebep olan filmdir.

    '' ohaa aabi nasıl laan ! yok artık! '' gibi nidalarla bitirdik filmi ben ve arkadaş grubum. o an hepimiz küçük birer rasim ozan kütahyalı olup haydaaalar çektik.
  3. başkalarına çok film öneririm ama bu filmi kesinlikle izlemelesiniz diyorum . beyin devrelerini yakan filmler listesinde olmalıdır .. tekrar izleyeceğim
  4. zaman yolculuğuyla ilgili bir film olduğunu ve yeni bir yapım olduğunu bilerek izlerseniz aslında çok da ilginç bir film olmadığını fark ediyorsunuz.

    !---- spoiler ----!

    yeni nesil yapımlar vurucu sonlar ve detaylarla var oluyor. filmin zaman yolculuğuyla ilgili olduğunu bilince, insanın zihni hemen en vurucu olabilecek senaryoya kayıyor. film en şaşırtıcı şekilde nasıl bitebilir diye sürekli düşünürseniz zaten esas noktayı yakalıyorsunuz. ben daha tüm karakterleri teker teker görünce bunların aynı insanlar olduğunu tahmin etmiştim. benim çok yetenekli olduğumdan değil, film tam olarak böyle bir döngüyü vaat ediyor gibi durduğundandı. bebeğin nasıl olduğunu merak ediyordum, onu da saçma bir hermafroditizm ile geçiştirdiler. ama çok üzerinde durmadım, teknik detaylara çok kafa yorulmuş bir film değil zira.

    !---- spoiler ----!

    sonuç olarak, beklentiyi düşük tutarak izlenirse güzel vakit geçirten bir film, fazlası değil.
  5. başlarda sıkılsam da kendimi zorlayıp izledim, bitirmem ile birlikte ingilizcede bir tabir vardır, mindfuck diye, adeta onu yaşadım diyebilirim.
    tanıma gelirsek, rober a. heinlein tarafından yazılmış "all you zombies" ismindeki kısa hikayeden uyarlama olan filmdir kendileri.
  6. izlemesi çok zevkli olan filmdir. filmin bşında kendinize ufak ufak spoilerlar verip ee bunu tahmin etmek kolaydı derken filmin sonunda hiçbirşeyi fark edemediüğinizi gösteriyor. (gerçi ben çok da yanılmamışım)
  7. bir ben vardır benden içeri
  8. breaking bad'den hank'in lafı tam uyuyor galiba "fuck yourself". hawk abimiz elinde kutusuyla zaman detektifliği yapıyor. bombacıyı durdurayım derken ister istemez paradoksa giriyor. insanın kafasında "öh ama şimdi bu kendisiyle kendisini şey edip kendisini mi çıkarıyor?" sorusunu bırakıp google'a yolluyor. oradan buradan bulunan bilgi, araştırma yapan kişiyi "büyük baba paradoksu"nu araştırmaya itiyor.
  9. Paradoks konusunü çok iyi şekilde işleyen filmlerden biridir.
    Anlamayanlar için kısa bir özet geçer nitelikte youtube videosu
    !---- spoiler ----!
    !---- spoiler ----!

    dede paradoksu

    !---- spoiler ----!
    !---- spoiler ----!