• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.45)
schindler's list - steven spielberg
2. dünya savaşı yıllarının nazi almanya'sında girişimci bir alman oskar schindler, askeriye için metal kaplar üreten bir fabrika kurar ve bu iş için sermayeyi ve iş gücünü yahudiler üzerinden sağlar. ilerleyen zamanda yahudiler'in gördüğü baskıyı içine sindiremeyen schindler, onları kurtarmak için uzunca bir liste yapar.


  1. ölüm olgusunu dolaysız göstermenin ötesinde bu olgunun meydana gelişini zekice kurgularla aşırı dramatize eden bunun gibi filmler, evet bizi hem duyarsızlaştırıyor hem de bu tür filmlerin (bir bakış açısına göre) sulugöz melodramlardan bir farkı kalmıyor. spielberg bir dahi mi? muhtemelen öyle. ancak dehasının önemli bir kısmını 74'de jaws ile keşfettiği blockbuster film kategorisini sürekli yeni ve şaşırtıcı formlarda tekrar keşfetmesi oluşturuyor. filmlerinin, özellikle bu filmin pek çok insanın en sevdiği filmler listesinde üst sıralarda yer alması şaşırtıcı değil. ancak sinema sanatının bu tur filmlerin çerçevesinden çok daha güçlü olduğunu unutmamak lazım.
  2. baya uzun bir filmdi bu hatırladığım kadarıyla, adını çok fazla duyduğum için izlediğim bir film oldu. görüş bildirmek gerekirse ben beğendim kaptan ya! ağlattı beni, gerçi ben her şeye ağlıyorum ama neyse. film bitince durup şöyle bi düşünmüştüm hayat üzerine ki bunu pek sık yapmam.
  3. oskar schindler karakterini canlandıran liam neeson ve amon karakterini canladıran ralph fiennes'in muazzam oyunculukları ile parlamış film. eğer bu iki aktör bu kadar iyi olmasaydı bu film sadece yahudi soykırımını anlatan duygu sömürüsü için çekilmiş overrated bir film olarak kalırdı ancak bu iki oyunculuk o kadar iyiydi ki bu durumdan kurtardı.tabii filmin gerçekçiliğe yakın, ölüm sahneleri veya duygu yoğunluğunun fazla olduğu sahnelerin sanki ekranda değilde gözünün önünde yaşanan bir olay gibi çekilmiş olması da ayrı muazzam bir detay.
  4. şu repliğiyle beni kendinden soğutmuş güzel filmdir.
    !---- spoiler ----!

    daha fazla insanı kurtarabilirdim. bu araba. satsam, goeth bu arabayı alırdı. arabayı neden satmadım ki? on kişi ederdi. on kişi. on kişi daha. bu iğne, iki kişi. bu altın. iki kişi. buna karşılık bana iki kişi verirdi. en azından bir. bana bir kişi verirdi, bir kişi daha. bir insan daha. bir insan, stern. bunun için… daha fazlasını kurtarabilirdim. kurtarmadım! kurtarmadım!

    !---- spoiler ----!
    sde
  5. siyah beyaz film pek izlememe rağmen bu film hakkında, farklı mecralarda bu kadar güzel şeyler yazılınca izleyip beğendiğim ender siyah beyaz filmlerden biridir.
    benim gibi siyah beyaz veya aşırı durağan film sevmeyenlerin dahi izlemesini tavsiye ederim.
  6. senelerdir aklımdaydı lakin uzunluğu gözümü korkutuyordu. Sonra bir gece, saat biri henüz birkaç dakika geçmişken (bkz: Itzhak Perlman) ın kemanından çıkan ezgiler bana komut verdi: "izle ulan artık şu filmi!" dayanamayıp gece gece izledim ve "neden şimdiye kadar izlememişim ki!" klişesini yaşadım.

    o müzik
  7. filmdeki tek renk, küçük kızın kırmızı ceketi, tek renk kırmızı, kan kırmızısı....
    ayrıca ölüm sahneleri çok gerçekçi. önünüzde biri vurulmuş gibi o soğuk duyguyu hissediyorsunuz. bu yüzden böyle filmler çok şeyi açıklığa kavuştursa da bir yanımızı da ölüme ve kana karşı duyarsızlaştırıyor. psikopatlaşıyoruz aslında...
  8. başıma bir iş gelmeyecekse beğenmediğim filmdir. sırf bu sözümden dolayı her ortamda hayatında 3 tane film izlemiş adamlar beni ezmeye çalıştı. film tamamen bir yahudi propagandası üzerine kurulmuş. zaten spilbörg'ü de sevmem. her filmi amerikan/yahudi propagandası kokan overrated bir yönetmen olduğunu düşünmüşümdür. tarihsel gerçeklikleri dramatize bir şekilde anlatmak değil "tarafsız" anlatabilmek başarıdır bana göre.
  9. övüldüğü kadar, aldığı ödüller kadar muhteşem olduğunu düşünmediğim film. hele ki final sahnesi tam bir faciaydı.