1. infaz kamplarında veya köle olmaları için çalıştırılacakları yerlerde sayım yapılabilmesi için kart benzeri küçük bir şey verilebilir ama vatandaşlık çok fazla.
  2. şu görselden sonra vatandaşlığı onlarla değiştirmeyi düşünmüyor da değilim. lakin dayanak konusunda bilgim yok.
    sosyal medyada dönen her şeye inanılmamalı tabi.

    doğru veya yanlış olma konusunda bilgisi olan varsa da bir mesajı eksik görmesin
  3. Numan kurtulmuş güzel ama eksik bir çerçeve çizmiş.



    Bu şartları taşıyan, karşılayabilen kişilere 5 sene, 7 sene gibi bir bekleme süresi tanımlanabilir. Bu süreçte temel vatandaşlık hakları verilmez ama çalışma izni, ikamet izni vs. Verilir. bu süreç boyunca toplumsal ve bireysel hal ve gidişatları takip edilir. Bu bekleme süresi sonunda türkçe, türk tarihi, genel kültür, türk kültürü ve popüler kültür vs. gibi konularda basit ama ciddi bir nihai onay mülakatıyla kombine edilir. Sosyal, kültürel ve ekonomik bir problem yaşanmadan bu iş hallolur gider. Tabi bu şartların birey birey sağlanması gerekir. vatandaşlık alan veya değerlendirme sürecinde olan Kişinin her bir yakınının ayrı ve bireysel olarak bu süreci tamamlaması gerekir.

    Hatta bu kriterleri karşıladıkları sürece bu olanağı suriyelilerle de sınırlamamalıyız.

    Tabi kampların dışında kendilerine yeni bir yaşam kurmuş bu kadar ortadoğuluyu ne yapacağız derseniz, orasını bilemem.
  4. geçen hafta bir arkadaşım beni bağcılarda kuaföre götürdü, çalışan bir suriyeli kız saçlarımı boyadı, ömrümde bakırköy kuaförlerine çok para harcamama rağmen, ilk kez ağlamadan kalktım koltuktan. şu zamana kadar elde ettiğim en güzel saçı yaptı bana, tabi sürekli konuştuk. bana ilk nerde oturduğumu, oturduğum yerde kiraların durumunu sordu. erdoğanı sevip sevmediğini sordum, bana bir zararı yok yani seviyorum dedi, ama şuan burda olmanın sebebi o değil mi dedim, yani o evet dedi ama tepki sıfır. maaşını da sordum, asgari ücreti alıyormuş, e yine diğerlerine göre biraz daha şanslı. yalnız her ne olursa olsun savaş bittiğinde döneceklerini söyledi.

    bunun gbi çok örneği var elbette ama bence vatandaşlık verilmeli. bu insanlar vatandaşlık aldıklarında ucuz iş gücü olmaktan çıkacak. kayıtlı işçi oldukları için sigortasız çalıştırılmayacaklar, kim vurduya gitmeyecekler.

    bu hayat bizim için var, yarın birgün mülteci konumuna düşüp, bu haklardan maruz kalıp, gerçekten üç kuruşa çalışmak var. sigortasız. öldüğünde kaydın bile olmadığı oglmadığı bir hayat.

    eminim ki savaş bittiğinde zaten çoğu geri dönecek.

    "e onun için vatandaşlık var ya? sigortasız çalıştırabildiği için iki saat daha uzun sürede daha fazla çalıştırabiliyor. bunun için suriyeliyi değil açgözlü işletmeleri suçlayacaksın.

    türkiye’de beş yılını doldurmuş, gerekli şartları sağlamış ve bu ülkede kalmak isteyen suriyelilere vatandaşlık hakkı tanıyacağım diyor devlet. yani bir kimlikleri olacak, kayıtlı işçi olacakları için sigortasız ve asgari ücret altında çalışamayacaklar, öldüklerinde veya öldürüldüklerinde birileri, en azından devlet bunun farkında olacak, suriyeliler için bm den alınan milyonlarca dolarla kamplara zulalanan çocuklar kaybolduğunda, hastalıktan öldüğünde hesap sorulabilecek bir kayıtları olacak yani."
  5. daha kendi öz be öz vatandaşlarına sağlamadığı imkanları mültecileri sağlanması hiç akıl karı bir olay değil öncelikle. biz çalışıp kıçımızı yırtalım üniversite için adam elini kolunu sallaya sallaya girsin üniversiteye. üstelik niteliklide değil. okuma yazmayı yeni öğrenmiş insanlara veriliyor bu imkan. ben bizzat buna tanık oldum. gelelim ev işine. bu memlekette soğuktan ölenler var hala. daha kendi vatandaşına sahip çıkamayan bir hükümet, sayısı milyonları bulan mültecilere vatandaşlık vereceğini açıklıyor. ülke zaten zor vaziyette. ama hırsızların umrunda olur mu hiç .
    ülkelerine geri dönerler demişler. suriye de ki bu olaylar bitene kadar bu insanlar çoktan ülkeye yerleşmiş olacaklar. senin komşun, manavın olacaklar. hatta bu üniversite olayı sayesinde patronunun suriyeli olması muhtemel. sonra biz burada rahatız goygoyları. bu işin çözümü bu değil.
    wolf
  6. vatandaşlık verilmesine onay verenleri görünce üzüntüm daha da artmıştır.

    durun hemen vurmayın sakın,

    bu ülkede hala soğuktan ölen, insan haklarının hiçe sayıldığı, kendi vatandaşını istihdam ortamı yaratamadığın durumda iken, ülkede insanların büyük bir kısmı bir ev-araba almak için bir tarafından terler akarken, elin insanlarına şehir içinde hem vatandaşlık, hem de konut sahibi olma şansı vermek düpedüz aptallıktır. bizden alınan vergiler, kesintiler bu insanların benden daha iyi şartlarda yaşamasına sebep olacaksa ben yokum kardeşim üzgünüm..

    yardım yapılması, destek olunmasına katılıyorum, (gerçi savaş olmasında sebep olan ülkelerden biriyiz başımızdaki sağolsun!!) ama umarım böyle bir aptallık olmaz. gerçi başkanlık sistemi için yapılmayacak iş değil yani

    (bkz: bilemiyorum altan)
  7. sağlam bir araştırma yapılarak, bir zanaat sahibi, sanatçı, akademisyen, milyoner (parasının önemli bir kısmını hibe etmesi şartıyla) yada gerçekten iyi yetişmiş insanları sağlam bir kişilik testine tabi tutarak neden olmasın diyorum ben. bu bizim ülkemizi ileri götürür.

    ancak şöyle bir sıkıntı var. yapmayız, bu testleri yapacak olan adamlar işlerini savsaklamaktan, rüşvet almaktan geri durmaz. kişilik testini basit bir forma indirgeyip, en azılı suçlunun bile geçebileceğin basit bir sınava çeviririz.

    bu nedenle karşıyım. bundan 10 yıl sonra ülkesinde bile rahat duramayan adamlarla aynı sokaklarda dolaşmak var. bunu unutmayın!
  8. ozumm
  9. izmir'in bir beldesinde tatildeyim. haliyle denize de giriyorum. halk plajını kullanıyorum. son 5-6 yıldır buraya gelirim. önceden yoktu böyle şeyler. iki gün önce denizdeyim. suriyeliler de var. konuşmalarından, davranışlarından belli oluyor zaten. 8-10 erkek kişi af edersiniz donlarıyla denize girdiler. öyle bir eğlence tarzları vardı ki 10-15 metre dahil etrafındaki herkes (tabii ben de dahil) oradan ayrıldı. gürültülü, bağırmalı çağırmalı ve böğürmeli bir eğlence şekli. biz de yeri gelince yaparız ama böylesini ilk defa görüyorum.

    plajın hemen arkasında yaya/bisiklet yolu var. yol üzerinde duran 3-4 suriyeli genç erkek birbirlerine "i love you" demeyi öğretiyordu.

    yine eşleri/kızları/kız kardeşleri vs. elbiseleriyle denize ayrı bir noktaya girdiler. onlar biraz daha sakindi.

    tüm bunlar yaklaşık 2 saat içinde plajda olup bitenler. yorum yapmadan gördüklerimi aktardım.