1. her gün yemek duası okunan peygamber ocağı'nda başörtüsü yasağının var olabilmesi bile bir bakıma mucizeyken, şimdi hangi laikliğin delindiğini merak etmeme yol açan kaldırılmadır.

    atatürk bu halka 5-10 tane malzeme sayıp birkaç tane tarif verdi, "bunları şöyle pişirip böyle servis edin, diğer tarifleri de benim yokluğumda bulursunuz artık." dedi. fakat bizim halk malzemeleri çiğ yedi, kalanını sattı, tarifin yazılı olduğu kağıtları da hala orada burada paylaşıp paşa'yı övüyoruz. yeni yemekler yapmayı ise öğrenmedik.

    özsaygısı gelişmemiş bireylerle dolu toplumlar hükmedilmeye mahkumdur, orada laiklik de fikir ve ifade özgürlüğü de asla amacına ulaşamaz. atatürk, "illa birkaç kişi çıkar herhalde" umuduyla yapmış yapabileceğini, ama belli ki iktidar sevdasının ve cehaletin üstümüzden atılmasına daha çok uzun zaman varmış. bugün elimizde bir bilgisayar var, istiyoruz ki hem donanımı bozacak denli güçlü yol açan viruslarla mücadele etsin hem de işletim sistemini aynı anda güncelleyebilsin. bir de bunu eski bir bilgisayarın "bakım yapılmış" donanımında yapmaya çalışıyoruz. eh, sistem bir yere kadar kaldırabiliyor.

    donanım kendini yenisiyle değiştirmeye razı gelmediği sürece, önce yeni işletim sisteminin kurulamamasına, sonra da güncellenemediği için viruslarca harap edilmeye mahkum.

    şayet bu olmazsa, güzel, fakat şu an bunun olmamasını sağlayacak insanlar bile bana göre çok eski sürümde kalmışlar, o yüzden benim "güzel gelişmelerle" dahi mutlu olma olasılığım çok düşük.
  2. memlekette o kadar sorun varken muhalefet partilerinin bunlarla ugrasması,memlekette neden bu kadar sorun oldugunun kanıtıdır.
  3. yine dönüp dolaşıp sorunu muhafelete getirenler memlekette neden bu kadar sorun olduğunun asli kanıtıdır. çünkü atılan hamle bir sorun değil hamleye karşı getirilen tartışma bir sorun değil mi? her şey körü körüne kabul edilsin size göre. hiçbir şey kağıt üzerinde sorgulanamadığı ve sorgulayan da suçlu kesildiği için buralara geldik ya neyse.

    insanın dinlerini özgürce yaşamasından yana oldum her zaman. ama türkiyede geçenlerde birinin dediği gibi gerçek dindar nesil yarım asır öncede kaldı. sözüm istisnaların dışında.

    ak parti hükümetiyle birlikte bana göre başörtüsü ve türban ayrımı başladı. türbanı siyasi bir koz, malzeme olarak kullanabilen ak parti hükümeti insanları dini yönden etkilemeyi ve kızıştırmayı her zaman çok sevdi. ekserisi müslüman olan halk tek bir partiyi dindar bilip sözümona dindar adamın yanlışı olmaz düşüncesiyle ve neredeyse ilah belleyip yollarını yoluna esir edip ölümü dahi göze alabilirler. binaenaleyh bu sahada atılan her adım bir siyasi hamledir. yansıması düşünülerek yapılır.

    ve bu halkın nabzını etkileyecek hamleler nedense seçim önceleri yapılıyor. nedense. şimdi bunları söylediğim için "pis dinsiz" olacağım dimi? peki.
  4. son dakika haberidir.iran'laşma yolunda atılmış emin bir adım olarak görüyorum.yine laiklik ilkesi çiğnenmiş cahil halktan toplanacak oy %2 artırılmıştır.

    kaynak