1. mesai saatleri gibidir.
    uzun, verimsiz ve sıkıcı...
  2. 1- 45 dakika süren, sevgililerin birbirine boş boş bakması,
    2- 30 dakika süren, insanların bir yerden bir yere gitmelerini gösteren yol sahneleri,
    3- 30 dakika, öpüşsek mi, öpüşmesek mi ikileminde geçen ve arkada çalan fon müziği,
    4- 30 dakika, bir önceki bölümün özeti,
    5- 30 dakika, reklamlar
    6- 15 dakika, filmin özü

    ... film bitti.
  3. - en az 2 saat sürmesi
    - konusu ne olursa olsun mutlaka içinde bir aşk olayı geçmesi.
    -elinde tepsi bardak vs bulunan kişinin kötü bir haber alınca tepsiyi yere düşürmesi.(bu her dizide en az bir kez olur)
    - aksiyonu düşürüp seyirciyi ara sıra rahatlatmak için diziye salak rolünde birinin eklenmesi örnek: kurtlar vadisi için deli hüsnü cennet mahallesi için deli kadir)
    -laz,kürt( kürt olmasada doğu şivesi) roman japon tarzı farklı birini oynatarak sempati toplamaya çalışma.
    - tutarsa yıllarca bitmemesi. tamam biz misyonumuzu tamamladık artık yeter diyen vizyon sahibi bir bir yapım görmedim daha. kimse yumurtlayan tavuğu kesmek istemiyor doğal olarak. zirvede bırakmayı beceremeyip seyirciyi bıktırmadan tarih sahnesinden çekilmeme
  4. kızın fakir çaresiz annesini öldürdüler, kıza bakacak kimse yok, annesinin cesedini de uzunlamasına çöpe atmışlar, kız gitti annesini dürttü ama uyanmadı çünkü ölüydü sonra kız delirdi ve kötü adamlar çok iyi yalan söylüyordu, adalet yine yerini bulmadı. o sırada bir tane aşüfte kadın evli adamdan hamile kalmakla meşguldü. kutsi yine aşk şarkısı söylüyordu.


    - oda arkadaşımın açtığı dizinin neden psikolojimi bozduğunu anlatmaya çalıştığım kısa mesaj.
  5. çok daha ağır ifadeler kullanırdım ama şimdi çoluk çocuk da okur falan o yüzden eleştirilerimi daha hafif bir dilde kaleme alayım.

    dün akşam bir yerli dizinin bir iki sahnesine maruz kalmak zorunda kaldım. özetle şöyleydi: bir hanım kız belediye otobüsüne biniyor, bakıyor ki yetersiz bakiye, elamanın teki buna kart vermiş imiş daha önceden, arıyor elemana kızıyor kezban kezban. adamlar bunla yaklaşık on dakikasını çalıyor izleyicinin. gerçi izleyicinin haberi yok bundan. attım kendimi dışarı da kurtardım kendimi bu zulümden.

    yıllar evvel bir diziyi yine bir şekilde biraz izlemiştim. hani şu gerçekleri öğrendiğimiz, dünyayı ele alış biçimimizi şekillendiren, özeti bile iki saat süren dizi! canım benim yaa. polat koridorda yürüyor, polat asansörden iniyor, polat kapıdan çıkış yapıyor, polatın arabası trafikte seyir halinde, polat binaya giriyor... bunu üretenin dünyanın en uyanık insanı olduğundan, izleyeninse beyin ölümü gerçekleştiğinden şüphem yok.

    söyleyecek çok şey var da aslında şimdi şey olmasın. özetle, tırt, sıradan ve boş.
  6. kaslı, boş beyinli erkek...
    yüzme bilmez, boş beyinli kız...
    aşırı turuncu, aşırı mavi filtreli görüntü...
    rezil oyunculuk...
    bağırmayı oyunculuk sanmak...
    iki erkek arasında kalan yüzme bilmez boş beyinli kız...
    sentetik aşk...

    not: çok düzgün dizileri tenzih ederim...
  7. son 2-3 senedir (sanırım aralıklarla 80'ler dizisi hariç) hiç türk televizyon dizisi izlemediğim için hiç bir fikrimin olmadığı başlık.girileri okuyunca aslında hiç bir şey kaçırmadığımı fark ettiğim ve buna da sevinmedim dersem yalan olur.
  8. kore dizilerinden arak olmalari.
  9. muazzam oranda sindrella kompleksinin dışavurumu içermeleri; kadınların, saf ve masum olduğu sürece güçlü bir erkek tarafından kurtarılacağına dair fantezileri tatmin etmeye çalışmaları, güç ve hakimiyet elde etmeye çalışan kadınların, kötü karakterler olarak tanıtılarak yadsınması, kadınların uysal eğilimlerini gizli ya da açık olarak desteklemesi.