• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.93)
Yazar oğuz atay
tutunamayanlar - oğuz atay
'tutunamayanlar', türk edebiyatının en önemli eserlerinden biridir. berna moran, oğuz atay'ın bu ilk romanını "hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı" olarak niteler. moran'a göre "oğuz atay'ın mizah gücü ve duyarlılığı ve kullandığı teknik incelikler, tutunamayanlar'ı büyük bir yeteneğin ürünü yapmış, eserdeki bu yetkinlik türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştır." küçük burjuva dünyasını ve değerlerini zekice alaya alan atay, "saldırısı tutunanların anlamayacağı, rededeceği türden bir romanla yapar." (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. otobüste ayakta giderken bir elinde telefon olan kıza uzatması için akbili gösterdiğimde aldığım "tutunamıyorum" cevabı üzerine kendisine önerdiğim kitap.
    erdo
  2. kelimeden önce de yalnızlık vardı
    ve kelimeden sonra da var olmaya devam etti yalnızlık...
    kelimenin bittiği yerde başladı;kelime söylenemeden önce başladı
    kelimeler yalnızlığı unutturdu ve yalnızlık, kelimeyle birlikte yaşadı insanın içinde
    kelimeler yalnızlığı anlattı ve yalnızlığın içinde eriyip kayboldu
    yalnız kelimeler acıyı dindirdi ve kelimeler insanın aklına geldikçe, yalnızlık büyüdü, dayanılmaz oldu...

    bu muhteşem derin anlamlara sahip cümlelerin olduğu fevkalade bir kitap. insan biraz ince düşünmeye dursun şu kelimelerin anlamını gözünden ister istemez yaşlar akıtır insanın.
  3. bu kitabı bir kerede okuyup bir daha okumamış bir insanın "ben tutunamayanları okudum" deme hakkının olduğuna inanmıyorum.

    üstelik bu kitap seviye belirleme de kullanılabilen bir kitaptır. elif şafak ve arkadaşları üniversitedeyken bu kitabı okumayanları aralarına almıyorlarmış. lan ne güzel günlermiş.
    gizeh
  4. türk edebiyatinda post-modern tekniğin romandaki ilk örneği aynı zamanda oğuz atay'ın da ilk romanı fakat kurgu, diyalog, sürükleyicilik kendisinden sonra yazilacak romanlarda bulunmayacak eşsiz eser.
    on yedi yaşında kitabı üç kere okuyunca hayatınızda aduu-ket etkisi yaratabiliyor affalıyor toplayamıyorsunuz. selim ile birlikte o hüznü, koşturmacayı, ezikliği ve ağırlığı sizde hissediyor hatta kitap bitiyor o hikaye bitmemiş oluyor.
    hayatta çok çok uzun yaşayıp çok eser vermesi gereke fakat her zamanki gibi çok erken giden abimiz. keşke ölmeseydin be oğuz abi..
  5. türkiye' de okunmadığı halde okunduğu iddia edilen iki kitaptan biri. diğeri kuran zaten.

    okudum diye gezinenlerin en az yarısı ya hiç okumamış ya da yarım bırakmıştır. okuyanların da yine en az yarısı anlamamıştır. bu iddiama kaynak olarak da internette tutunamayanlar' dan diye paylaşılan sözde alıntıları gösteririm. kitabın pdf' si bilgisayarda mevcut, paylaşılanların en az yarısı kitapta yok.

    ben okumadım, baya bir süre de okumam. sayfalarca süren şiir barındıran bir kitap mı olur la? cidden zor kitap. okumak yetmez, üzerine yazılan yazıları da okumak gerekir kitabı tam kavrayabilmek için.
  6. "tutunamayanlar" okurken büyüdüğünüzü hissettiğiniz, hatta kalınlığı sebebiyle yanınızda taşırken kollarınızı ağrıtarak yaşlandığınızı hissettiren, fakat herşeye rağmen okunması gereken bir başyapıt.

    oğuz atay ise daha erken doğup, tanışmak için her yolu deneyeceğim efsane insan.

    bu da en sevdiğim alıntısı: "bir silgi gibi tükendim ben. başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım: mürekkeple yazmışlar oysa. ben, kurşunkalem silgisiydim. azaldığımla kaldım."
  7. benim için koca kitabın özeti tek cümledir: boşluk. suya düşen bir damla misali insanın ruhunda oluşan bir boşluk ve bunun büyüyerek tüm ruha yayılması. kitabın insanı asıl vuran tarafı baş karakterlerinin bizim gibi insanlar olması. o boşluğun farkına varmamızı sağlaması.
  8. !---- spoiler ----!

    +biliyor musun olric?
    -neyi efendimiz?
    +onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı.
    -neden efendimiz?
    +kalbimdeyken nasıl aklımda derdim.

    ........

    +insan nedir bilir misin olric?
    -nedir efendimiz?
    +ağaçları kesip onlardan kağıt yapan sonra da o kağıtlara ağaçları koruyunuz yazandır.

    !---- spoiler ----!
  9. normalde popüler kitaplar hakkında yorum yazmak tehlikelidir ama ben risk alıp bir şeyler karalamaya çalışacağım. bir hatamız varsa şimdiden affola.
    bu kitabı okuyalı bi 4 ay oldu ve kitabın genel karakterleri, olay örgüsü haricinde çok az şey hatırlıyorum ama bana bıraktığı histen bahsetmek istiyorum. kitabı okurken müzik dinlediğim, yolda yürüdüğüm, tavana boş boş bakarken ki düşünceleri kitapta aynı şekilde hissettim. bu bana kitabı bitirmek için büyük bir güç verdi. belki iddaalı bir laf olacak ama bu kitabı bitiremeyenlerin kendileri ile yüzleşmekte sıkıntıları olduğunu düşünüyorum; zaten kitabın ağırlığı buradan geliyor, insanı bir şekilde kendisiyle yüzleştiriyor. ayrıca bunu da kendi hayatını anlatarak yapması da ( kitabın kendi hayatının bir özeti olduğuna inanıyorum.) bana çok ilginç geliyor.
    kitap ile hatırladığım en önemli ayrıntılardan biri ise, kitabın ilk başlardaki hayali bir türk boyunda geçen olayları anlatan kısımdı. bu kısım okunduğu zaman sanki milliyetçi kesime giydirildiğine dair bir izlenim verse de ben bu kısımda sosyalist hareketin pratiklerine bir eleştri yapıldığını düşünüyorum. (kesinlikle yanlış anlaşılmasın sosyalizmin teorik yönüne değil.) bundan ötürü duyduğu hayal kırıklığından yaptığı kanısındayım. bunu da o sözü edilen boydaki karakterlerin özelliklerinden çıkardığım bir yorumdur. kitabı okurken oğuz atay ın anarşistliğini hissetmek mümkün ve ayrıca da dostoyevski etksini de görmek mümkün ( yeraltı edebiyatının babası olduğundan her yeraltı edebiyatı kitabında etkisi hissedilir.)
    kısa oldu farkındayım ama lafı çok uzatmayı sevmiyorum. umarım kısa ve öz biçimde açıklayıcı olmuştur.
  10. "normal bir insan olmaya zorladılar, bana boş yere vakit kaybettirdiler. olmayınca da 'anormal' dediler."