1. 1803 yılının şubatında japonya'nın sahillerine gelen bir gemi/kayık.

    gemiyi ve tek yolcusunu gösteren çizimler şöyle;

    1 2 3

    anlatılanlara göre sahile vuran bu yaklaşık 3 metre yüksekliğinde ve 5 metre çapında, kırmızı sandal ağacından yapılmış gövdesinin üstünde cam ve metalle kaplanmış üstü olan bu gemiyi gören köylüler hemen merakla yanına giderler. cismin içinden çıkan yolcusu soluk yüzlü, kırmızı saçlı, kırmızı kaşlı genç bir hanımdır. geminin üzerinde daha önce görmedikleri bir alfabede yazılar vardır ve genç kız çok değişik bir lisanda konuşmaktadır. daha önce hiç rastlamadıkları türde fonetiğe sahip bu dili konuşan kız kucağında yaklaşık 60 cm boyunda ahşap bir kutu tutmaktadır ve o kutuya kimsenin dokunmasına izin vermemektedir. görenler, kutunun görünüşünden çok özel bir kutu olduğu izlenimi edinirler.

    gemi modern dünyamızda uso diye tabir ettiğimiz cisimlere ne kadar da benziyor değil mi?

    gemiye utsuro bune yani "içi oyuk gemi" demişler.

    olayın geçtiği tarihten yaklaşık 30 yıl sonra bu konunun geçtiği kitaplar yazılmış. üstteki çizimler de o kitaplarda yer alan çizimler. çizimlere biraz daha dikkat edelim. çizimlerde sağ üstte üçgenli filan bir şekil var, geminin üzerinde görüldüğü iddia edilen şekiller. işte şu şekiller.

    işin ilginç tarafı 1980 yılında gerçekleşen rendlesham forest olayında görülen şekillere çok benziyor.

    bir başka iddiaya göre ise o zamanda yaşamış yaşlı bir japon balıkçı, kız ile konuşabildiğini ve derdini anladığını rivayet etmiştir. amca der ki, bu kızcağız çin imparatorunun kızıdır ve birisiyle evlendirilmesi gerekmektedir. ancak kız bir başka erkeği sevmektedir. evlenmeye razı olmaz ve cezası böyle bir kayığa konup okyanusa açılması veya evlenmesidir. kız cezayı seçer ve sevdiği adamın kellesini de kesip o kutunun içine koyarlar. bu nedenle kızcağız o kutuya kimsenin dokunmasını istememektedir. bu iddia bana pek inandırıcı gelmedi ama sonuçta iddia.

    kaynak kaynak2