1. eksponensiel yükselen öfke
  2. kötü bir rüyadan uyanmış gerçek olsaydı napardım lan ben diye düşünceli bir şekilde kahvaltı yapıyor ruh halindeyim
  3. kesinlikle umutsuz sürekli devam eden kabus gibi günler ile artık daha neler olacağını bekler gibiyim.
    ashes
  4. darbe denilen şeyin siyasetin (özellikle 3. dünya ülkeleri için) bir gerçeği olduğunu hiç düşünmemiş, üzerinde durmamıştım. "böyle darbe mi olur lan?" söylentilerinden sonra açtım mehmet ali birandın sunduğu 12 mart, 12 eylül ayrıca 60 darbesını 20 saat izledim. aynı zamanda facebooktan bir arkadasımla izlediğim belgesellerin muhabbetini yapıyoruz. ertesi sabah kalktığımda güvende olmadığım hissine kapıldım. talat aydemiri, kenan evreni, muhsin baturu düşündüm. darbeyi, kanı ve iktidar oyunlarında insan hayatının ve insanın değersizliğini iliklerime kadar hissettim. evet çoğumuz böyle olduğunu düşünüyoruzdur ama hissetmek farklı. ve bu zamanla yerini paranoyaya bıraktı. korkuyorum.
  5. büyük ölçüde hissizlik, his kaybı.. e haliyle pek belirgin bir halim yok daha çok isyan etme idare et modunda.
  6. çok bebek şu an. böyle ağır çekimde yere pamuk gibi düşen karlar kadar sakin, huzurlu...
  7. üç kelimelik, oldukça olağan, gündelik bir mesajı göndermenin, karşı tarafta ne tür bilinçaltı mekaniklerinden yankı bulduğunu bilerek, o mesajı göndermiş, her şeyi "bunu şöyle yapınca böyle oluyor demek, hmm" tadında inceleye inceleye yapmaktan başka şansı olmayan, doğaçlama nedir bilmeyen, düşünmeden ne yapsa direkt hata yapan birinin hissedebileceği gibi hissediyorum.

    "olacağın evreni s... senin."

    imza: anksiyete
  8. ikinci senemin sonunda, 2. mezunlarımı vermiş oldum, bugün vedalaştık çünkü çoğu gelmeyecek haftaya. gözyaşları sel oldu. bu sene bambaşkaydı benim için, hem öğretmenleri hem arkadaşları hem ablaları gibiydim, hepsini ayrı ayrı çok sevdim. umarım azimleri ve zekalarıyla ulaştıkları güzel, parlak geleceklerinde onlarla tekrar karşılaşırım. vedalar çok zor:/ bir anne değilim henüz ama yüzlerce çocuğum olmuş, farkında değilmişim.:(
  9. her şeye rağmen umutluyum. elimde/elimizde kalan tek şey umut. onu kaybedersek, kaybederiz.