1. doğa iyi, kötü, güzel, çirkin bilmez. ahlak bir keşif değil icattır. fakat bu doğuştan bazı ahlaki değerlere sahip olmadığımız anlamına gelmiyor. araştırmalar bunun tersini söylüyor. çok çok eski atalarımızın yaşadığı şeyler davranışlarımızın temelini oluşturuyor. Şu videoda da görüleceği üzere şu an değerlendirdiğimizde iyi ve kötü olarak nitelendirdiğimiz doğuştan gelen bazı eğilimlerimiz var. Videoda zaten araştırma gayet açık bir şekilde anlatılmış fakat temelleriyle ilgili bazı tahimnlerim ve videoda sorulmayan önemli bir sorum var. Videodan izleyebileceğiniz denek bebekler nötr bir amaca ulaşmaya çalışan bir karaktere yardım eden bir karakteri, engel olmaya çalışan bir karaktere tercih ediyorlar. Dikkat edilmesi gereken şey bu deneyde tüm karakterler ve amacın kendisi bebeğin gözünde nötr durumda. Bu davranış anlaşılabilir bir şey çünkü tüm canlılar tehlike gibi özel bir durum yoksa hareketi hareketsizliğe tercih eder. Bir hedef varsa buna ulaşılmalıdır. Bir sonraki deneyde bebeğe göre hedefe ulaşmaya çalışan karaktere engel olmaya çalışan bebek artık “nötr” olarakdeğil, “kötü” olarak etiketlendirilmiştir. Bu durumda “kötü” karakter hedefe ulaşmaya çalıştığında bebek ona engel olmaya çalışan bir karakteri “iyi” olarak benimsemekte. Bu da tamamen anlaşılabilir bir tutum. Temel aritmetik de diyebiliriz buna. Toplumsal kavram olarak bunu “cezalandırma” olarak da adlandırabiliriz ve buraya kadar hiç sorun yok. Fakat başka bir deneyde bebeğe iki kraker arasında bir tercih hakkı sunuluyor. Birini tercih ediyor ve iki kukla karakterimiz de iki kraker arasından tercihini yapıyorlar. bu durumda sevimli bebeğimiz kendisiyle aynı krakeri tercih eden kuklaya yardım edilmesini değil engel olunmasını istiyor. Bu da aslında evrimsel açıdan anlaşılabilir bir şey. Kraker sadece bir sembol. Kraker seçimi olayı bebeği bir gruba dahil ediyor ve bebek grubunun tarafını tutuyor. Çok çok eski atalarımız hayatta kalmak için bunu yapmak zorundaydı. Ve hatta biz bile eskisi kadar olmasa da bunu yapmak zorundayız.( Anahtar kelime: “hayatta kalmak için”) peki bebeğin bu davranışın biz neden “kötü” olarak nitelendiriyoruz. Biz de aslında o bebek değil miyiz? Kendi yorumuma göre insanın temel yargısı birinci deneydeki yargı. Bir amaç varsa ulaşılmalıdır. Kutunun içeriğiyle ilgili bir önyargımız yoksa o kutu açılmalıdır. Birincisi unutmayalım ki biz tarafsız bir gözlemciyiz. Yani karakterlerin hangi krakeri seçtiğiyle ilgilenmiyoruz. Çünkü birincisi biz bir kraker seçmedik ikincisi kraker seçmenin gerçek dünyada gruplaşma ve dışlama sağlayacak kadar önemli bir şey olmadığının farkındayız ki bebek bunun farkında değil. Onun kurgu dünyasında krakerden fazla pek bir şey yok. Bu durumda biz aslında birinci deneye tabi tutulan o bebeğiz ve kutunun açılmasını istiyoruz. Bu açıklamamın ilk kısmı çünkü bu herşeyi açıklamıyor. Çünkü ortada bebeğin birine zarar vermek istediği gerçeği var. Ve biz bu birine zarar verme eyleminin kötü olduğunu söylüyoruz genel olarak. Ben bu noktada “empati” kavramının yardımına sığınmayı tercih ediyorum. Ve tabii ki bu da bir sihir değil maalesef. (bkz: ayna nöronlar)

mesaj gönder