1. tüm dünyada "biz de varız ve buradayız" demek adına düzenlenen, şölen tadında geçen yürüyüşler.

    kesinlikle desteğim tam ve bulunduğum şehirlerde yapılsa kesinlikle katılırım.

    lakin türkiye'de onur yürüyüşlerinin formatının değiştirilmesi ve onur yürüyüşlerine ek olarak yeni etkinlikler ve oluşumlar düzenlenmesi gerektiğine inanıyorum.

    türkiye'nin sahip olduğu bir statükoda bu tür radikal eylemler kendisine çok rahat çarpıtılacak bir ortam sağlıyor ve kendine bu çarpıtmalar ile anti radikal bir kitleyi giderek besliyor. türkiye'de lezbiyen gay transeksüel biseksüel ve interseksüellerin en büyük sorunu toplum tarafından kabul görememek ve zannımca ilk yapılması gereken ve üzerinde durulması gereken konu "kabullenme" konusu.

    onur yürüyüşlerinin haberlerini izleyen veya sokakta gören şimdiye kadar lgbti'lere karşı homofobik düşünceler besleyen bir insanın fikrinin değişmesi çok zor. aksine yine bilmem neler sokağa çıkmış diyerek sinirlenmeye başlıyor. bunu gidermek için öncelikle başka sosyal çalışmalar yapılmalı kanaatindeyim. buna ek olarak o yılın tüm bu çalışmalarını taçlandıracak ve anacak bir onur yürüyüşü olması daha gerekli bence.

    mesela neler olabilir?
    bu toplumun sahip olduğu ve sevdiği değerler üzerinden gidilebilir.
    galatasaray lgbti taraftar topluluğu ve lgbti çarşı gibi oluşumların ortaya çıkması
    lgbti eğitim topluluğu gibi tüm ülkenin geleceğini aydınlığa taşımaya çalışan bir topluluk
    kızılay gibi sosyal yardımlar için çalışabilecek bir lgbti yardımlaşma birliği
    şehirlerin kendi içindeki dertlerin peşine düşen yerel lgbti kalkınma birlikleri

    lakin burada şuna dikkat çekmek istiyorum.
    hem bu tür oluşumların oluşmasını ve mensubu olacakların kendini lgbti onur yürüyüşlerinde olduğu gibi gururlu ve onurlu hissettiği yapılar
    hem de çalışmalarının sadece lgbti'li bireyler için değil tüm toplum için olması gerektiğini savunuyorum.

    bu tür yapılara dahil olacak kişiler zaten gündelik hayatlarında böyle amaçlar taşımıyorsa bu tür oluşumlara dahil olmayacaklardır. bari bu tür oluşumlar altında yapmaya çalışsınlar ki hem bir grubun üyesi olarak hissetsinler, hem çevrelerine kümülatif olarak fayda sağlasınlar hem de topluma "bakın biz size düşman değiliz, biz de bu toplumun gelişmesi ve kalkınması için çalışıyoruz. hedeflerimiz, sevdiğimiz, üzüldüğümüz, gururlandığımız şeyler aynı"yı göstererek toplumda bu kabullenmeyi, sempati altyapısı ile kurmayı hedeflemelerini dilerim.

    onur yürüyüşlerinin taşıdığı homofobiyi destekler tarafının bu tür eylemlerle kırpılacağını düşünüyorum.

    çünkü yukarıda sözünü ettiğim çalışmaların ve oluşumların hayata geçmesi ile bu yürüyüşler daha farklı bir anlam kazanacak toplum için;
    - daha düne kadar sevmedikleri insanların, kendilerince garip garip insanların toplandığı bir gün olmayacak artık bu yürüyüş.
    + bundan sonra topluma ( yani bizatihi kendilerine ) faydası dokunan insanların özel günleri olmaya başlayacak.

    şu an onur yürüyüşlerinin göstermesi gereken etki böyle bir algı altyapısı kurulmadığı için kendini belli edemiyor ve tam tersi yönde çalışıyor.

    kendimce düşüncem budur. böyle uzun bir yazıyı okumaya değerli gördüğün için okuyan kişi sana teşekkür ederim

mesaj gönder