1. theodor adorno'nun çağdaş sanat ve eleştiriyi incelerken kullandığı kavram. walter benjamin'in film ve radyo kitlelerin radikalleşmesini sağlayan potansiyele sahip olduğunu söylemesi üzerine başlamıştır bu tartışma. adorno benjamin'in düşüncesine karşılık, teknolojinin pasif alıcıyı teşvik ederek, siyasi bilincin gelişmesini engelleyip, sanatsal yeniliği olumsuzladığını söyler.

    bu kavram yalnızca popüler kültürü değil kitle tüketimine hizmet eden tüm kültür alanlarını kapsar. geç kapitalizm, sanatı basit bir metaya iter der. adorno bu metayı marksist yöntemle tanımlar. tüketici pasif, siyasal alana kayıtsız hale geldi çıkarımında bulunur. kavramın, kapitalizmin sunduğu hayallerin, kar etme ve sömürünün önünü açma işlevini ortaya çıkardığını söyler. kültürün tektipleşmesi ekonomik ve siyasal güç adına yapılır. bu da yüzeysel yaklaşımı ayakta tutar. bu yüzeyselliğin karşısına "gerçek sanatı" yerleştirir. ama adorno'nun gerçek sanatı özcü ve elitisttir. bu iddia karmaşık sanatta özerklik düşüncesini temsil eder. özerklik yoksa ekonomi ve siyasetle sanat yabancılaşır. bu konuda sartre ve brecht'ten ayrılır. siyasi sanatın yeri yoktur diyerek dönemin tutumunu kabul etmez. siyasaldan arınmış düşüncesi, kantçı ve hegelci estetik düşünceyi ve siyaset ile felsefe ve estetiğin kesişmesini kavramasını sağlamıştır. eserin gerçekliği denen bu düşünce bourdieu'nün kültürel üretim sahası fikrinde olgunlaşır.

    meta fetişizmi ve sanatın türleri üzerinde çalışırken, benjamin'e tekrar döner. aura kavramı ile beautiful semblance anlayışını düşüncelerinin merkezine koyar. dinamik eserin geriye dönük benimsenip entelektüel tekele girdiğini belirtir. döneminde gadamer ve heidegger'ın fikirlerinin gölgesinde kalsa da estetik görünüş-içerik tartışmalarında tekrar ön plana çıkar teorisi. entelektüel tekeli reddederse sanatın değişim ekonomisine girmeyeceğini anlarız. bu sınıflandırılmaya tabi olmayan gerçek sanat, gerçeğin taklidi değil, gerçeğin radikal ötekisi olur der. tilley'nin on modernity and archaeological discourse'da belirttiği gibi sanatın, geçmişi ve materyal kültürü anlamlandırmada kullanılıp, metaya takılmamasının önemli olduğunu söyler. antik sanat koleksiyonculuğu ve arkeolojik yağmalamayla ilgili etik konuları bile bu kapsamda değerlendirmiştir.
    sezgi

mesaj gönder