1. queer kuram bağlamında bile çok avam bir başlık olmuş. öncelikle butler cinsiyet çelişkileri ve edimselliği açıklarken penisi, düşünce merkezine koymaz. ona göre iki kimlik kategorisinin kültürel olarak yaratılmasından önce erkek ya da kadın diye bir şey yoktur. kültür tarafından erkeklik ve dişilik ortaya atıldığı için kurgudur. bu yüzden penis ya da vajina üzerinden erk ya da istenç olgusu düşünülmez. bu kimlik kategorilerinin yineleme yoluyla kültürde toplumsal ve simgesel bir biçim aldıklarını düşünürsek cinsel kimlik edimseldir. nietzsche ya da schopenhauer'den daha geriye gitmemiz gerek bu edimselliği inceleyebilmek için. edimsellik ya da daha derli toplu olarak queer kuram, etik ve siyasi imalardan daha fazlasıdır. özne temsilleriyle ilgili sorunları öne çıkarmak gerek. edimsellik üzerine düşünceleri politik tavırdan ayıramamakla penis tahakkümü yürütmeyi birbirine karıştırıyor insanlar da. bu tahakkümü penis merkezli insan ne arar tipi incelemelere yormak da akademik alt yapı yetersizliğinden başka bir şey değil. ataerkin toplumsal-simgesel düzenini kuralları belli oyuna çevirmiş oluruz çünkü. penisi fallik istenç kavramına indirgesek de, herhangi bir iktidarın biçimleriyle koşullamak, güç kullanımını iktidarın etkisi olarak görmekten fazlasını yapmak değildir. kaçırdığımız nokta da iktidarın kendisi öznenin etkisi haline gelebileceği sanırım.

    klasik arkeolojide toplumsal cinsiyet araştırmaları yaygındır. penise kral statüsü düşmesini dile getirip çünkü öyle oldu denemez. cinsiyetçi olmayan tarihsel bilgi bulunamaz diyen butler'a ne kadar ters bir yorum. "düşmanın yüzünü" takıp yorum yapmakla aynı şey. levinas'ın çalışmalarındaki yöntem olan, nihai etik durum olarak, öteki ile yüz yüze gelmek lazım.
    sezgi

mesaj gönder