1. herkes, herkese bir şeyler öğretir. sen hep "senden çok şey öğrendim" desen de, ben belki de sana öğrettiklerimden daha çok şey öğrendim senden. mesela yalnızlığın dört kişilik olduğunu senden öğrendim: sen, sen sandığım; ben, ben sandığın. işte bu dört kişi hep beraber mükemmel bir yalnızlık kurdular. dört kişi baktığında kalabalık bile sayılabilir. ama bu dört kişinin dördü de hiçbir kombinasyonda birbiriyle tanış olmamışsa, hepsi de yalnız sayılır bir bakıma. ben her şeyin bir şekilde değişebileceğine inandım sana kadar. gördüm ki değişmeyen, belki de değişmemesi gereken çok şey var. çünkü insan değiştiriği şeylerin sonucunda bir şeyler istediği gibi gitmediğinde suçlayacak kimse bulamıyor. hedef kendisi olduğunda da paradoks ortaya çıkıyor ve bu değiştirilen şeyin, değişmeden önceki verdiği rahatsızlıktan daha fazla rahatsız ediyor. bak bunları falan hep senden öğrendim, senin ruhun duymadı. daha çok şey öğrendim senden, saymakla bitmez. ne garip bir olaydın ki sen, ne yaptıysam anlatamadım derdimi sana. ben gamsız, uçarı takılırken sağda solda, kırgınlığımdan saatlerce ağlayacak kadar hassas olduğumu senden öğrendim. hem de gecenin 3'ünde kebapçıda ağladım. öyle derin mevzulara da girmedim dost ile "n'oldu ?" demesiyle fışkırdı gözyaşım, tutamadım. anlatamadım bile doğru düzgün derdimi. "ayıp, valla ayıp" dedim sürekli. sen benim tanıdığım en karmaşık insansın. benden bile karmaşık. hoşçakal sarı.

mesaj gönder