1. la bugün devamını getiremediğim bir olay yaşadım onu anlatayım (en sade biçimde aklımda net kalan kısımları yorum yapmadan anlatmaya çalışacağım):

    hafta içi çok yoğun geçtiğinden mütevellit pazar kimseyle görüşmüyorum. alıyorum telefonu sessize veriyorum kendimi filme, doğaya, sanata falan. mükemmel bir döngü. pazarları stresimi böyle atmazsam, delirebilirim. cumartesine kadar yükselip pazar reset atmak gibi. şimdilik iyi gidiyor diyebiliriz.

    genelde pazarları dışarıda tek başıma yemek yerim. böyle tek takılınca dışarıyla daha çok ilgileniyorsun doğal olarak. kitabı, telefonu bırakabilirsen tabii. yemek yerken ben bırakıyorum.
    girdim bugün de bir yere yemeye başladım. yanımda bir grup oturuyor; dörtlü erkek grubu. yemeklerini yediler, sonlandırdılar sonra çaylar söylendi ben de söyledim. sonra bir amca yanaştı. mekanın verandasında oturuyoruz, yolla da kot farkı olduğundan dolayı amcanın kafa ve bağrı açık göğsü kadraja giriyor. sonra gençlere doğru ''gençler şu kalanları paket yaptırayım da kızlarıma götüreyim'' diye seslendi. mekanda masalar birbirine çok yakın ben de mekana geldiğimde çakılı olduğundan tam ortada iki kişilik masaya oturmuş bulunuyorum. çocuklar birbirine bakarak cevap vermeye çalışıyorlar: ''amca birşey kalmadı burada, yok burada sen git'' diyor biri. bir diğeri arkadaşına ''ben nasıl vereyim garson versin'' dedikten sonra amcaya ''garsona söyle sen amca'' diyerek hafiften başından savarak amcayı girişe doğru yönlendiriyor. zaten giriş 3 metre ötede. amca yaklaşıyor garsonlardan birine ''şunları yarım ekmeğe koyup versen'' diyor. garson da ne dediği tam olarak belli değil zaten ''amca müdür söyle, ben bilmem ...'' diye cevap veriyor. sessizlik oluyor millet birbirine bakıyor. (ben düşüncelerimin hiçbirini eklemiyorum belki düşüncelerim oluduğu kısmını bundan ayrı bir şekilde yazarım sonra). sonra ben hödükçe giriyorum biraz, mekanda da insan var tabii. (bu arada sabah henning carlsen'nin açlık filmini izlemişim):

    -amca ne istiyorsun yemek mi! söyleyelim otur sen şuraya.
    -ya görüyorsun atılacak yemekler, vermiyorlar yemekleri.
    -tamam boşver birşey kalmamış zaten orada yaptıralım sana yemek birşey olmaz.
    -ya benim için değil kızlarım için.
    -tamam sorun değil yaptıralım götürürsün. nerede kalıyorsun var mı kalacak yerin?
    -var var belediyenin evleri var orada kalıyoruz. normalde yemeğimiz var da işte bugün böyle oldu.
    -eşin de var mı?
    -var var canımdır o.
    -ne güzel. ee nerelisin bakalım?
    -ben kastamonudan keldim, kuyu kebap ustasıyım buralar da yok.
    -nasıl yok ya tutar buralar da kuyu kebap yapılsa, çok lezzetliymiş biliyorum ben onu. çalışamıyor musun şimdi?
    -ayağımda iki platin var, çalışamıyorum ondan dolayı?
    -ee evi nasıl geçindiriyorsun böyle mi?
    -yardım ediyorlar, bizim dergah var.
    -tarikat falan değil de mi?
    -yok yok hacı hocamız var.
    -ilim sahibi yani
    -evet öyle gidiyoruz muhabbet ediyoruz.
    -ne güzel. ee kızların kaç yaşında onlar ne yapıyor?
    -19 biri diğer 21.
    -okuyorlar mı?
    -okuyorlar. ama bilmezler böyle yaptığımı, söylemem onlara. çalışıyor biliyorlar. normalde evde hallediyoruz pazardan sonra bir sürü şey kalıyor, topluyorum. şu an tüpüm bitti. ondan böyle oldu zaten. bak tüp al diye söylemedim sana.
    -tüpün mü yok? nereden alacaksın tüpü?
    -bizim orada marketten alıyorum.
    -nerede sizin market?
    -üst tarafta.
    -iyi bakalım, ben sana para vermem ama bakarız tüpe bi kalkalım. gel beraber kalkalım.

    kalkıyoruz. hesabı içerde ödemeye yöneliyorum. garsona soruyorum sonra:

    -hep geliyor mu amca buraya?
    -günde bir sürü kişi geliyor, biz de birşey yapamıyoruz.
    -yani kolay değil. ama içlerinde gerçekten ihtiyacı olanlar var işte. maalesef olan onlara oluyor. sizi de anlıyorum da.
    -biz niye vermeyelim de işte olan dediğin gibi onlara oluyor.
    -neyse yapacak birşey yok, anlıyorum sizi hadi eyv.

    amcanın yanına varıyorum. ve yürümeye başlıyoruz.

    -e amca nereye gidiyorsun şimdi?
    -ben alttaki parka gidecegim sonra oradan gideceğim.
    -senin şu tüp olayına bakalım. nereden alacağız?
    -şimdi alamayız onu ayağımda platin var benim bak göstereyim.
    -tamam amca bana birşey ispat etme, ben seni sorgulamıyorum benim haddime değil, konusuyoruz arkadas gibi. alalım şimdi ne olacak, benim arabam da var hallederiz.
    -sen yapacağını yaptın sağ ol tüp için sağ ol.
    -tamam alalım buradan.
    -buradan alamayız.
    -ee nasıl yapacağız?

    amca önden gidiyor, ben ona yetişmeye çalışıyorum. sonra bankı işaret ediyor.

    -benim oturmam lazım yoruldum.

    bankın diğer ucunda biri oturuyor. sonra ben devam ediyorum:

    -tamam amca otur, dinlen.
    -şimdi bu tip olayanı halledemiyoruz öyle mi?
    -sen yaptın yapacağını yemek aldın allah razı olsun.
    -ama şimdi sen bir vesileyle karşıma çıktın, yemek aldık. para vermek en kolay. başından savmak kolay. ben seninle tanıştım değil mi? zamanımı da sana ayırıyorum bak. tüpse gidip alalım diyorum.

    amca karşımda oturuyor, yanında tanımadığımız adam. ben bu konusmaları hafif tebessüm eşliğinde yapıyorum bu arada. yönümü yandaki abiye çevirerek:

    -amca bak abi karar versin bu duruma bakalım, bakalım o ne diyecek ona soralım.

    abiye elimi uzatıyorum. el sıkışıyoruz.

    -merhaba abi sen ne diyorsun bu duruma? şimdi bu tüp olayını nasıl halletmeliyiz. ben abiye alayım diyorum tüpü o almayalım diyor. para vermek kolay ben de almak istiyorum ne yapacağız?

    abi daha birşey demeden bizim amca başlıyor anlatmaya:

    -ben kimseyle gitmem, biri geldi bize aldı herşey makarnalar falan evime geldi sonra adam ben yokken karımın telefonunu istemiş. ben binmem kimsenin arabasına.

    -??!!(wtf) vay şerefisize bak.

    -ben kimseyi evime götürmem.
    -tamam ben dedim tüpçüye gidelim. evine mi gidelim dedim. .. bu olayı nasıl komik hale getirdik. ben sana güvenmiyordum senin açından, şimdi güvenilmeyen ben oldum gene senin açından. (tebessüm)
    -komik değil bu adam gelip karıma şey yaptı diyorum.
    -trajikomik amca evet gerçekten neyse.
    -sen yapçağını yaptın. tamam beni bırak. eğer çok şey diyorsan. 17 lira tüp...
    -(asdkjlasd) ee amca şimdi bunu dedin yani. ben seni gerçekten anlamadım. anlayamadım yani. neyse hadi kendine iyi bak, abi sen de kendine iyi bak. eyv.

    dedikten sonra omzuna vurdum ve gittim.


    ve ben reis bey filmini izlemeye kaçar. edit: ''merhamet''.
    yazım hatası zibil gibi, kusura bakmayın.

mesaj gönder