!---- spoiler ----!

edgar wright'ın ayrılığının ardından elde patlayan ve yeniden yazılan senaryonun dikişleri o kadar belli ki, (aslında fena bir komedi yazarı olmayan) adam mckay'in metni bir syd field kitabından faydalanarak iki günde çekime hazır hale getirdiği izlenimine kapılıyor insan. olaylar üçer dakikalık sekanslarla ittire ittire ilerliyor, karakter motivasyonları zayıf, öykünün üzerindeki köhnemiş havayı atmak için, üstelik bu kadar zengin bir materyale rağmen, hiç uğraşmamışlar sanki. bunun tabii ki başlıca sebebi filmin senaryo aşamasında geçirdiği sürünceme ve özensizlik. filmde hangi sahnelerin edgar wright'ın fikri olduğu çok belli mesela (belirgin bir örnek, görüntülerin kaydığı ve michael pena'nın hikayeyi özetlediği kısımlar onun alametifarikası). eski eşinin kocası tarafından evden kovulan ama çocuğu tarafından çok sevilen baba, kavuğu devretmek için icraata geçen mentorumsu tip (bunun bilip sevdiğimiz hank pym olması ayrı bir konu), istenmeyen ama kendini ispat etmeye çalışan/yolculuğunu tamamladığında değişimine zerre ikna olmadığımız ana karakter, aceleye getirilmiş final derken, ilk yarının sonunda "kötü mü lan yoksa"ya başladığım filmin sonu gelmeden şu garantici stüdyo işlerinden biri olduğunu fark ettim. marvel sinema evreni'nin şimdiye kadarki bölümünde bu garantici tavrı böyle pervasız benimseyen başka bir film yoktu, stüdyonun özelliği de buydu zaten: tahmin edilebilir ama kötü yazılmamış filmler, karton kötü karakterler, sürekli devreye giren irili ufaklı espriler ama belli bir ortalamanın altına inmeyen filmler. ant-man ise bunca iyi işin ardından bahsettiğim şablonun talihsizce yanlış anlaşılmasının bir sonucu, tutulan yerden elde kalan bir film. avengers age of ultron sınırdaydı, bu ortalamanın altında, captain america civil war da bu sularda yüzerse olan gayet güzel işlenmiş sinema evrenine olacak. birkaç sene sonra mcu'nun en zayıf halkalarından biri olarak anılır diye tahmin ediyorum.

!---- spoiler ----!