curateipsum'un tek kişilik kütüphane gönderisinin üstüne söz söylemeyi abes görüyorum ancak fırsat bulduğum bu ilk günde ben de kargomu yollamış olmanın iç rahatlığını yaşıyorum.

şunu da ekleyeyim (fikir hırsızlığını aile içinde bile yapmayalım!): öğretmen çocuğuyum, hal hatır esnasında anneme çocuklara kitap göndereceğimden bahsetmiş idim, jules verneler, h.g.wellsler. cevabı şu oldu: "o çocuklar ilk defa kitap görüyor. çoğu okumayı onlarla sökecek. resimli kitaplar seç. ne jules verne'i (sartre falan demedim bile), uçma. ihtiyaç neyse, ona göre davran. kendi zevkine göre değil."

"göndereceğin coğrafyayı tanımadan elitist takılma" demeye getirdi. bir nevi "kış uykusu" demet akbağ tiradı. sonradan düşündüm ve hak verdim. andersen vs okuyup hayata çıplak gerçeklerle hazırlanmaları sadizmini hayata geçirmedim fakat pinokyolar, pollyannalar, nasreddin hocalar, dede korkutlar koydum yerine, benzer sosyopatlar yetişir umudu ile. ülkenin kuraltanımaz, zeki sosyopatlara ihtiyacı var. umarım bu çocuklardan birkaçı çarkın içinde erimek yerine bireyselliği seçer ve hem çevresine hem ülkeye değerli ürünler verir; oksijen israfı cahiliyenin aksine, bahşedilmiş nefesini hakkıyla kullanır; geride donör bekleyen onlarca soyu tükenesi hayvan beklerken. (bkz: godot'u beklerken, overlok makinesi ayağıma geldi)