• izledim
    • izliyorum
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.94)
shingeki no kyojin
shiganshina bölgesinde yaşayan eren yeager ailesi ile burada yaşamaktadır. 100 yıl kadar önce ortaya çıkan devler (kyojin, titan) nedeniyle insanlar dıştan içe doğru duvar maria, duvar rose ve duvar sina denilen yüksek duvarlar ve bu duvarlar içine kurulan şehirlerde yaşamaktadırlar. 100 yıldır devlerin saldırına uğramayan insanların hayatı bir gün 60 metrelik muazzam dev'in (colossus titan) ortaya çıkmasıyla tamamen değişir. bulunduğu duvara muazzam dev tarafından gedik açılan eren'in yaşadığı bölge diğer devlerce istilaya uğrar. bu istila sırasında annesi gözleri önünde bir dev tarafından yenilen ve tahliye olmayı başaran eren en yakın arkadaşı armin arlert ve üvey kız kardeşi mikasa ackerman'ın yanında bütün devleri öldürme yemini eder, üçü beraber bu hedef uğruna askere katılırlar.serideki şehirler almanya'da ki nördlingen şehriyle benzeşmektedir.
  1. geçen yıl öneri üzerine mangasına başlayıp bir kaç ay sonunda bıraktığım seri. genelikle japonya'da mangalar da adettendir, ilk bölümler 50-60 sayfa arasında olur. okuyucu hem konuya hemde gelecek maceralara hazırlanır, bu esnada karakterler için keskin hatlar çizilir ve karakterin iç dünyasının bir kısmı ışıkta bırakılır. bir tür beğendirme aşamasıdır da denilebilir.

    shingeki no kyojin'de bu tip bir açılışla başlayan ama konu yerine önceliği karakterlere veren bir seri. ilk bölümde (chapter 1) ana karakterlerin dünya'ya bakış açıları, aralarında ki ilişkiler ve karakterlerin iç dünyaların da yaşadıkları çelişkiler ön plandadır. bu tarzıyla güzel bir başlangıç yapmış ve bu şekilde ilgi çekmişti. ilk manga bölümü'de keza çok iyi bir işçilik sürecinden geçmiş ve detayların dibine vurmuştu. imdb (animeler için pek referans alınmaması taraftarıyım) ve animenfo'da ki puanları da bunu kanıtlar nitelikte. fakat bu serinin temel bir eleştirisi var oda çizgiler. manga okuyan kişiler bilirler, aksiyon anında çizimler ve açılar inanılmaz önemlidir, olayı kafanızda canlandırmanız ve sırada ki kareye hareketlendirmeniz, karakterlerin ruh halleri ve aksiyon'da ki tavırları hikaye ile beraber tamamen bunlara bağlıdır. örneğin masashi kishimoto her ne kadar işin hikaye tarafında iyi olmasa da inanılmaz farklı açı ve net çizgileri sayesinde naruto'yu unutulmazlar arasına sokmuştur. aynı mangayı kötü bir çizer yapsaydı kimse yüzüne bakmazdı. aslında çizgiler için en iyi örnek ryūhei tamura. beelzebub'u okuyanlar ne dediğimi anlayacaktır. aksiyonu o kadar iyi hissettirir ki, klasik geri dönüşleri bile heyecanla okursunuz. işte tam olarak shingeki no kyojin'de ki sıkıntı burada, hajime isayama her ne kadar işçilik olarak çok iyi planlanmış bir eser yaratsa da (hikaye, anlatım metodu, kurgu vs.), çizgileri yüzünden mangasını ben okuyamadım.

    normal de mangalara karşı müthiş bir sabra sahibimdir, hani ne olsa okurum ama buna bir türü ısınamadım. her seferinde aksiyon karelerinde-sayfalarında olayın aklımda hareket etmesi gerekirken, ben kendim başka bir kurgu yaratmaya çalıştığımdan ötürü okumayı bıraktım. anime'si de keza bu yüzden gitti. animeler de manga'nın çizimleri genelde yapımcı şirket tarafında animasyona vurulduğunda biraz bozulur, (bazı animelerin çizimleri bu yüzden çok benzer gelebilir) buda eserin orjinalliğini biraz törpüler.(aslında bu yüzden animelere karşı mangaları tercih ederim) hal böyle olunca yapımcı şirket (wit) olayın biraz farkına varmış olacak ki çizimleri baya bir esnetmiş, daha akıcı bir hale getirmiş. o yüzden animesinde bu sorun ortadan kalkmış. fakat manga'sı yüzünden ben izleyemedim.

    diyeceğim odur ki manga okuyan ve aksiyon tarzı (shōnen) seven biriyseniz bir deneyin, animesi ise izlenebilir.

mesaj gönder