• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.69)
Yazar albert camus
veba - albert camus
keskin bir gözlem gücünün desteklediği arı bir bilinçle yazılmış olan veba, yalnızca 20. yy.ın değil, bütün bir insanlık tarihinin ortak bir sorununa değinir: felaketin yazgıya dönüşmesi. çağının önde gelen düşünürlerinden nobel ödüllü yazar albert camus'nün hiçbir yapıtında böylesine acı bir yazgı, böylesine şiirsel bir dille ele alınmamıştır. veba, insanın ve aydınlığın şiiridir. bu şiirde renkler alabildiğine koyu, ancak yazarın sesi o denli umut doludur.

beklenmedik bir boyuta ulaşan veba salgını, tüm oran kenti sakinlerini önce umutsuzluğa boğar, ardından doktor rieux, tarron ve grand'ın gösterdikleri dayanışma örneği, başta yetkililer olmak üzere herkes için güç ve umut kaynağı olur. işte albert camus'nün insana bakışı ve inancı, bu noktada karşımıza çıkar. camus, okurlarını, ortadan kaldıramayacağını bile bile vebayla savaşan doktor rieux'un kişiliğinde, dünyanın saçmalığını, yenilginin sonu gelmeyeceğini bile bile kötülüklere karşı çıkmaya, yaşama anlam katmaya çalışır.
  1. absürd felsefesinin izlerini bol bol taşıyan, albert camus'nün 1947 tarihli kitabı.

    yabancı veyahut mutlu ölüm kadar duyulmamış ya da dile getirilmemiş olsa da kitap aslında insan denen kavramın yığınlardan ibaret görünen somutluğunu yine mersault tarzı bir karakterin gözlemleri yoluyla anlatmış. bu kitapta insan faktörünü yabancı veya mutlu ölüm'de işlendiği gibi derinine inerek anlatmaya çabalanmış. çünkü kitapta grand veya rambert gibi dünyayı fazla ciddiye almış (referans noktasını camus alırsak tabii) karakterlerle beraber doktor rieux gibi, salgını soğukkkanlılık olarak nitelendirilebilecek bir tavırla karşılayan bir ana karakter bulunmaktadır. bu açıdan camus romanlarında anlattığı absürdlüğü bize apayrı mekan ve zamanla tekrar güzelce anlatmıştır. kurgusu, çok önemli olmasa da, gayet yerinde. karakterler ve tipler tamamen amaca uygun seçilmiştir zannımca.

    genel olarak beğendiğim ve okumaya değer güzel bir kitaptır. camus 20. yüzyılın nadide yazarlarından olduğunu tekrar kanıtlamıştır bu romanla.

    kitaptan bir kesit vererek bitirelim.

    "bu hastalıkla ilgili bildiklerini kafasında toparlamaya çalışıyordu. belleğinde sayılar uçuşuyordu ve tarihin gördüğü otuz kadar büyük vebanın yaklaşık yüz milyon kişinin ölümüyle sonuçlandığını aklından geçiriyordu. ancak yüz milyon ölü nedir? savaşta insan ölüyü diriyi bilmez. nasıl ölü bir adam ancak ölü halde görüldüğünde önem taşırsa, tarih sahnesine saçılmış yüz milyon ceset de hayalimizde silik bir görüntüden başka bir şey değildir. doktor, prokopios'a göre, günde on bin kurban veren konstantinopolis vebasını düşünüyordu. on bin ölü büyük bir sinemanın müşteri sayısının beş katı eder. işte yapılması gereken buydu. beş sinemanın çıkışında insanları toplayıp kentte bir meydana götürmek ve olayları daha net görebilmek için onları yığınlar halinde öldürmek. en azından o zaman bu adsız kalabalığa tanıdık yüzler takılabilirdi. ancak gerçekleştirilemeyecek birşey bu doğal olarak, hem sonra on bin yüzü kim tanır? zaten prokopios gibi, insanlar saymayı bilmiyordu, herkes bilir bunu. "

mesaj gönder