1. önceki gecenin gerilimi computerguy'ı esir almıştı. bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun sesine hızlı adım sesleri karışmıştı. ayak sesleri, temposunu yağmura odaklamış gibi şiddetini arttırıyordu. karanlığın içine kaçan bir adam ve arkasından kovalayıp küfürler savuran adamlar... cumputerguy olduğu yerde donakalmıştı. fazla içmişti ve zihni doğru işlemiyordu. takip etme isteği duydu. kovalayan üç adamın arkasından gizlice ama hızlı bir şekilde takibe koyuldu. kaçan genç bir parkın içinden gitmeyi düşünmüştü. böyle yaparak belki de bir yardım bulma ümidini taşıyordu. park dümdüz bir yoldan ve bu yolun kenarlarına dikilmiş çam ağaçlarından ibaretti. parkın sonuna geldiğinde artık kaçacak bir yerin olmadığını görünce genç bedenini bir ürperti kapladı. köşeye sıkışmış bir fare gibi hissediyor, birazdan gelecek cellatlara nasıl yalvaracağını planlıyordu. aniden gözüne bekçi kulübesi takıldı ve oraya doğru koşar adımlarla gitmeye başladı. kulübeyi yumrukluyor, içeriden bir yardımın gelmesini umuyordu. az sonra boğazını saran iri yarı bir el onu tutup yere fırlattı. "bizi çok yordun. seni zevk alarak yavaş yavaş öldürmeyeceğim. en azından koşman buna yaradı.", dedi ve silahını çıkarıp gence yöneltti. cumputerguy çam ağacının arkasında kendini güvende hissetmiyordu. çok koşmuştu ve sessizce nefes almak onun için zor oluyordu. gördüklerine inanamıyor az sonra olacakları merakla bekliyordu. adamın genci öldüreceğine emin olduğu anda oradan uzaklaşma iç güdüsüyle bir kaç adım geri attı. ayağı çam ağacının köklerine takıldı ve yağan yağmurun oluşturduğu çamur birikintisine düştü. bu epey gürültülü olmuştu ve silahlı adamın dikkatini hemen çekmişti. kendisine doğru gelen adamı görünce ne yapacağını şaşırdı ve geldiği yoldan kaçmaya başladı...

mesaj gönder