1. bir müslüman/islamcı olarak pek tabii şekilde karşı ciktigim cumle

    1789 daki ronesans devrimlerinden sonra aciga cikan pek cok akimlardan biridir milliyetcilik.yuzyillardir avrupayi elinde bulunduran ruhban sinifinin yikilisini simgeler reform hareketiyle birlikte.bu devrimlerle icat edilen goruslerden biri (bkz: sekülerizm) dir.ve tabi ki her ne kadar 21. yuzyil bilimcileri tarafindan tapinilarak yuceltilse de ronesans devriminde de(her devrimde oldugu gibi) ortacag katoliklerini animsatmayacak derecede kan dokulmustur.bu ayri konu tabi.cok uzaklasmayalim.

    adem-i merkeziyetciligin yukselisi insani tanridan one getirdi.(bkz: hümanizm) insanlar artik dinde birlesemezdi.baska bir sey lazimdi.bu aptal yiginlari bir arada tutmak icin bir "tutkal"a ihtiyac vardi.neden birlikte olsunlardi ki.70 milyon nufuslu bir ulkenin insanlari neden bir ulkeyi savunsun onun cikarlari icin hizmet etsin onu kendinden ustun gorsun.

    bu esnada yine fransa şöyle bir atliyor olaya."fransa topraklarinda yasayan herkes fransizdir" anlayisiyla basliyor milliyetcilige.ulus devlet anlayisi yayiliyor dunyaya.isyanlar,kanlar.bilim caginin baslangicindan gunumuze oldurulen insan sayisi "dinlerin" dunyaya hakim oldugu gunden bugune oldurulen insan sayisini ezip geciyor.insanlar bolundukce bolunuyor.her birey kendi toplumunu yuceltiyor.her toplum bir devlet catisinda birlestiriyor.ve "evrim" alt yapili bilim cagi "guclu olan hayatta kalir" (bkz: doğal seleksiyon) anlayisiyla rekabete vurdukca vuruyor.bireysel hak ve adaletlerin yerini devletin ve toplumun cikarlari daha dogrusu "millet"in cikarlari aliyor.her millet her ulus her devlet kendini yuceltiyor ki bunyesindeki insanlar bir olmak icin birbirlerine sarilsinlar.gozu donen milliyeci toplumlar kendilerine zarar gelmedigi muddetce ezilen diger milletlere acimadan bakabiliyorlar.amerika nin ikinci dunya savasinda japonyaya attigi bombayi destekleyen amerikalilarin sayisi o kadar fazladir ki.(bkz: amerikanın gizli tarihi) dusunceleri ise "bizim askerlerimiz olecegine onlar olsun".bu sadece basit bir ornek.neyse efenim

    20. yuzyilda kurulan turkiye cumhuriyeti ise bu akimlarin alip basini gittigi donemden oldukca etkilenip kendine ulusculugu ilke edinen bir devlettir .turklugun yuceligine vatana millete onemle dem vurulmustur ve devletin cikarlari o devleti ayakta tutan "birey"lerin cikarlarindan ustte tutulmustur (bkz: devletin bekası) (bkz: vatan sağolsun)
    mustafa kemalin adalet bakani mahmut esat bozkurt "bu ulkede turk olmayanlar hizmete mecburdur" derken turklugu yucelterek insanlari bu devlete baglama yolunu cizmislerdir."turkluk" "vatan" "bayrak".boylece devlet bu politikasini yillarca devam ederek kendine koru korune bagli yiginlar yetistirmistir (bkz: on yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan)
    bu yiginlar icin onemli olan devletin ayakta kalmasidir.devlet bireye degil birey devlete hizmet etmelidir.vatan sevgisi evlat sevgisinden once gelir anlayisi beyinlere kazinmistir.bu hasta anlayis yuzunden anadolu da onlarca isyan katliam patlak vermistir.su an yikilan ulus devlet anlayisinin sorunlari hala gorulmektedir.halbuki turklukte ya da devletin yuceligimde birlesmek yerine bireyin adaletinde hukukun ustunlugunde birlesmek en yuce ve dogru olandir.ustunluk ancak takvadadir diyerek konusmami kapatayim da islamciligima selam cakayim.ki dogru olan budur cunku ahlakin ustungulu hakikat olandir.son.

mesaj gönder