• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.11)
genç werther'in acıları - johann wolfgang von goethe
(almanca: die leiden des jungen werthers), johann wolfgang von goethe (d. 1749, ö. 1832) tarafından 1774 yılında ve iki haftada yazılmış mektup romandır.

goethe, bu romanı yazdığında 25 yaşındaydı. romanın piyasaya çıkmasının ardından hem pek çok intihar vakası ile karşılaşılmış, hem de almanya sokakları bir “werther salgınına” uğrayarak, ortalığı mavi ceket, sarı pantolon giyen duygulu gençler istila etmiştir.

genç werther’in acıları (almanca: die leiden des jungen werthers), werther adındaki genç bir hukuk stajyerinin, diğer taraftan nişanlı bir bayan olan lotte ile intiharına kadar kurmuş olduğu ızdırap dolu münasebetini konu alan, goethe’nin mektup tarzındaki romanının ismidir. roman goethe’nin ikinci büyük başarısı olan götz von berlichingen (1774) isimli dramasının ardından, fırtına ve coşku dönemi sonrasında ortaya çıkmış, aynı zamanda da fırtına ve coşku dönemine tekabül etmektedir. goethe, 1772 yılında mayıs ayından eylül’e kadar wetzlar alman yüksek mahkemesinde asistan olarak görev yaptığı sırada âşık olduğu charlotte buff adındaki nişanlı bayana duymuş olduğu karşılıksız ilgisini, edebi-bağımsız bir forma dönüştürerek, bu romanla tasvir etmektedir. wetzlar’de bir elçilik sekreteri olan arkadaşı karl wilhelm jerusalem’in intiharı, bu trajik aşkın doğuşu ve werther’in elleriyle hayatına son vermesi için goethe’ye esin kaynağı olmuştur. jerusalem, kendisi için erişilmez olan evli bir bayana gönlünü kaptırmıştır. romanın kahramanı lotte, kitabın oluşum safhasında, genç goethe’nin tanışmış olduğu maximiliane la roche’den de izler taşımaktadır.

romanın ilk basımları, 1774 ilkbaharında leipzig kitap fuarlarında yerini almış ve aynı zamanda en iyi satan kitap haline gelmiştir. 1787 yılında bunu, yeni bir sürümü de takip etmiştir. roman goethe’yi, 1774 yılında almanya’da birdenbire şöhretinin doruğuna ulaştırmıştır.
  1. sevgilinden ayrılırsın. normaldir. "gerekti!" diye söylenerek avutursun kendini. sonra gece rüyalarına girmeye başlar. olmadık şarkılar dinlersin. onu her gördüğünde başka birisi olur, ama kimseye anlatamaz, içine kapanırsın...
    sonra alakasız bir şehirde "değişiklik olur" umudu ile tanımadığın, bilmediğin birisinin düğününe gidersin.
    "komadan bir duble önce" halinle şehirde tur atar, karadeniz'e kocaman bir "of" çekersin.
    10 senelik kocaman bir aşkın hediyesi, gelinin boynuna asılan değersiz bir altın parçasıdır. için burkulur, kendini avutursun. iyiyim ben aslında ya...
    sonra memlekete geri dönerken bu kitabı okursun. daha 15. sayfada "bitse de gitsek" diye düşünürsün...
    sonra son sayfa gelir. bir damla gözyaşı akar.
    işte o gözyaşı... "ah be werther... ah be!" dedirtir...
    ayrıca aynı isimli operasını da izlemenizi tavsiye ederim.

mesaj gönder