-
açıkçası başlığı 'komedi filmleri' olarak açmaya gönlüm el vermedi. daha çok ironi içeren ve yüzde hafif gülümseme yaratan filmlerdir.
sessiz sinemanın verdiği avantajla^:evet var böyle bir şey^ birinciliğe oynayabilecek bir film: (bkz: city lights)
marilyn monroe ve tony curtis & jack lemmon ikilisiyle ilk tanışıklığım, özellikle kovalamaca sahneleriyle ünlü bir başka baş yapıt: (bkz: some like it hot)
sinema dünyasının one'ı^:metallica^, yani farklı duyguları aynı yapıtta hissettirebilen bir film: (bkz: la vita è bella)
daha çok ironili anlatım tarzıyla, "hakkatten yaa!" nidaları attıran ileride adından daha çok söz ettirecek bir film: (bkz: relatos salvajes)
ilk izlediğimde tamamen espri kapasitemin yetersizliğinden sevemediğim (sadece ölen arkadaşlarının külü suratlarına geldiğinde gülmüştüm) daha sonra yaşın ilerlemesiyle her sahnesine güldüğüm, ana karakterlerin hareketleriyle komaya sokan filmdir: (bkz: the big lebowski)
şahsımca vasatın üstünde olsa da popülist bir yaklaşımla şey ettiğim film: (bkz: the hangover)
yavru ayıcığın krovari hareketleriyle beğenimi kazanmış bir başka film: (bkz: ted)
özellikle son sahnesiyle (tekrarlarca izlemişimdir) guy ritchie tarzınının kemiklerini oluşturmuş film: (bkz: lock, stock and two smoking barrels)
çoğu kişiden olumlu geri dönüş alamasam da son yıllarda yapılmış en iyi komedi filmlerinden biri (sahca baron cohen)'li (bkz: the dictator)
zombilerin esamisinin okunmadığı bir dünyada 'onlarla nasıl bir arada yaşarız?' sorusunun yanıtı olan film: (bkz: shaun of the dead)
alexander payne sinemasının incilerinden. çokça coenvari göndermeler mevcut: (bkz: nebraska)
bir yolculuk hikayesi. son sahnesiyle sinema tarihine geçmiştir: (bkz: little miss sunshine)
jennifer anninston ablamızın güzeller güzeli olduğu yıllar.. sıcak bir film: (bkz: office space)
komunizm korkuluğunun egemen olduğu yıllarda mevcut yönetime gizli bir hiciv: (bkz: dr. strangelove or: how i learned to stop worrying and love the bomb)
kategorisine farklı bir yaklaşımla ve farklı bir tarzla yanaşarak listelerde yer edinmeyi haketmiş film: (bkz: tucker and dale vs. evil)
jackass serisinin filme çevrilmiş versiyonu. çok çok yetenekli bir minik içerir: (bkz: jackass presents: bad grandpa)
haber sunucularının arasındaki sürtüşmelerin evcilik düzeyine indirilerek (bu detay filmi iyi yapıyor) anlatıldığı film: (bkz: anchorman: the legend of ron burgundy)
kazakistan'da yayınlanması engellenecek boyutta hakaret içeren fakat gülmeye hakim olunamayan filmlerden: (bkz: borat: cultural learnings of america for make benefit glorious nation of kazakhstan)
hamburger yemek isteyen iki kafadarın white castle'a gidene kadar olan yolculuğunu anlatan film: (bkz: harold & kumar go to white castle) -
the grand budapest hotel - wes anderson film boyunca istisnasız yüzümde gülümseme vardı.