-
Ne peygamber-, ne de can çiçekleri
Ne de buhûrumeryem;
Hep korku çiçekleri
Oldu saksılarımızı süsleyen.
Ürkek bezgin baktığımız göklerden
Yarınlara güvendi umduğumuz.
Çocuklar, evler ve ekmek...
Ama mutlu muyuz?
Zehirli, yeşerirse toprakta
Bir tohum, içtiği baldıranlardan
Açar korku çiçekleri, yozlasmış tür.
Yeni aşı ister, budamak ister
Bizden geçmiştir.
Vardığımız her çizgi bir duvar kesildi
Kaygan küfler aşamayınca.
Ve ne olur bilirsin
Ve güzeldir dünya...
Yaşamayınca...
Not: buhurumeryem, bir tür çiçek. Tavşan kulağı'da deniyormuş. Aynı zamanda hem kâmuran şipal'ın, hem lale müldür'ün kitaplarının ismi. Lale müldür, öküz dergisine kamuran şipal'ın kitabından haberi olmadığını, kelimeyi behçet necatigil'in almancaya çevrilen bir kitabında, (Gedichte(*:şiir) 1972'den bahsediyor muhtemelen) kendi kitabına isim bulmak için karıştırırken rastgele seçtiği bir sayfada görüp beğendiğini söylüyor. Öküz dergisi aracılığı ile kamuran şipal'dan özür dilediğini belirtiyor.
Buhûrumeryem'den, önce necatigil'in şiiriyle, sonra lale müldür'ün kitabıyla, ardından ekşi de yazan kısmında öküz dergisine verdiği röportajla haberdar oldum. Öküz dergisinin ilgili sayısını bulursam eklerim.