1. ülkenin son yüzyılda yaşadığı en kanlı katliamlarından birinin davası bugün sonuçlandı.

    10 ekim ankara katliamı davasında 9 ışid sanığına ("anayasal düzeni ihlal” suçundan 1’er, “100 kişiyi kasten öldürme” suçundan da 100’er kez olmak üzere) 101 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken dava boyunca hiçbir kamu görevlisi yargılanmadı ve devletin sorumluluğunun üstü örtüldü. müşteki avukatları ve aileler ise suçlamanın sadece sanıklarla sınırlı tutulamayacağını, olayda sorumluluğu bulunan, olay sonrası yaralılara saldıran, gaz sıkan ve ambulansların alana girişini engelleyen tüm kamu görevlilerinin de cezalandırılmasını istiyor ancak söz konusu görevlilere bugüne kadar hiçbir dava açılmadı.

    aileler ve katliam davasının takipçileri; "kamu görevlileri yargılanmadan bu dava eksik ve yarım kalmaya devam edecektir. 10 Ekim katliamı insanlığa karşı suçtur. aksinin kabulü dair karar kabul edilemez. 10 Ekim insanlığa karşı suç olarak kabul edilene, kamu görevlileri yargılanana dek mücadele edeceğiz!" diyorlar.

    kaynaklar: 1 2
  2. 3 yıl oldu... onlar gidince 3-5 kişi kaldı 'barış' diyenler
  3. umarım şimdi yazacaklarım yanlış anlaşılmaz; buraya yazanların şu an belki de tek istediği ölümlerimizin ardından biraz yas tutabilmek, en azından buna izin verilmesi; anlıyorum.
    fakat; siyaset yapmayalım insanlar öldü gibi genel bir eleştiri var ve ben bunun nedenini anlayamıyorum, bugün yaşananlar mevcut siyasetin bir sonucu değil miydi? bu insanlar kazada falan ölmedi ki, mevcut devlet politikaları ile bu topraklarda hergün kan akıyor ise, faillerini parmakla göstermenin, deyim yerindeyse katile katil demenin nesi yanlış? bu acımızı mı hafifletecek, bunu yaptığımızda samimiyetsiz mi geliyor? bunu yapınca ölenlerimizi unutmuyorum ben, aksine kaybettiklerimiz için bunu borç biliyorum. vicdanlarımızı yoklayalım eywallah ama ondan sonra bi zahmet ağlama duvarlarımızı yıkmayı başaralım. yapan hdpdir ölen kürttür diyen insanlık dışı zihniyeti ezebilmek için inatla katili bağırmak gerekiyor. katilleri tanıyoruz, yapmayınız; ağlamakla olmaz.
    mesut
  4. klavye başında tepkimizi göstermek tabi ki güzel, hepimiz yazıyoruz bir şeyler, söyleniyoruz, sinirliyiz, tepkiliyiz ama somut bir adım atmak isteyen arkadaşlarımızla adli tıp önünde bekleyen ailelere yemek gönderme önerimi paylaşmak isterim. şuan pizza hut ında kampanyası var yemeksepetinde buyuk boy pizzalar yuzde elli indirimde. orada olamasak da desteğimizle orada olduğumuzu hissettirebiliriz sevgili youserlar. adresi de yazayım kolaylık olsun: semt keçiören(kızlarpınarı cad.) ankara adli tıp besim ömer caddesi no :40.
    r2-d2
  5. 6 7 ay önce filandı. bir kadın üyesi olduğum bir facebook grubunda "fotoğraftaki kişi babamdır. 10 ekim günü gardaydı. kendisine o günden beri ulaşamıyoruz. patlamadan sonra bulamadık. göreniniz olursa bana şu numaradan bulabilirsiniz." gibi bir şey paylaştı. kimsenin ama kimsenin hiçbir evladın dili "babam paramparça oldu. gitti , bir parçasını bile bulamadık." demeye varmazdı çünkü.

    umut bazen öyle zehirli bir şeydir çünkü.

    kaos yeri gibi olan acilde size "çıkacak, birazdan iyi olduğu haberi çıkacak" dedirtir yetkili bir abi gelip açıklama yapana kadar. sonra iyi haber çıkmaz ,haberini beklediğiniz kişinin 15 senelik arkadaşı höykür höykür ağlamaya başlar siz de donar kalırsınız. söylenecek söz yok. öldü.

    suruç patlamasından sonra "abi bedenleri tek parça mıymış" diye sormuştum arkadaşım ve annesi için. tek parça olmasını ummuştum çünkü. halbuki neden umarsınız? öldü, bitti artık. tek parça on parça neyi değiştirecek? hayır, onu da umarsınız. "çok acı çekmemiş olsun" dersiniz içinizden.

    10 ekim günü ben de yoldaydım gidiyordum. orada olan arkadaşımla konuşurken telefonda patlama sesini duydum sonra zaten ses de kesildi telefonla da ulaşamadık. ortak bir tanıdığımız 5 dk sonra arayıp "fizikcikedi patlama olmuş garda" dedi. "abi ses bombasıdır, dağıtmak için atmışlardır. hep öyle yapmıyorlar mı zaten? " demiştim. bomba patlaması için hiçbir sebep yoktu çünkü. illerden otobüs otobüs gelen insanlar "barış" demeye geliyorlardı. kim, niye patlatsındı? neden?

    unutmayın. hiç unutmayın hem de. 102 kişinin öldüğü , yüzlerce insanın yaralandığı bir patlamanın ardından bu ülkenin başbakanı çıkıp "patlamadan sonra oylarımız arttı." dedi. hiç ama hiç unutmayın. gülüşü bir patlamada solup gittiği için özlenen insanlar var. unutmayın.
  6. ne kadar umursamayacagim, geberinceye kadar kendi hayatimla ilgilenecegim desem de beceremiyorum. kötülüğe, umutsuzluğa bir yere kadar kayıtsız kalabiliyor insan.

    insan "bu günler de geçer, sokağa çıkınca artık her an yeni türkiye tarafından öldürülme korkusu yasamayacagimiz günler de gelir, ya sabır" dese de olmuyor. her gün, her an ümitsizlik, mutsuzluk tepemde. gözümü kapatsam sesini isitiyorum, kulaklirimi da kapatsam tenimde hissediyorum bu yozlaşmış yaşamı.
  7. "sonra, yere düşmüş bayrakları kaldıracağız. pankartlarımızı yeniden açacağız. en güzel gülüşleriyle, en büyük özlemleriyle, en yürekli ve en atılgan halleriyle onlar da içimizde olacaklar. sloganlarımızı atarken yalnızca onların haykırışlarını değil, patlayan bombaların gümbürtüsünü de sesimize katacağız."
    aydın çubukçu
  8. bu defada ankara kana bulandı,
    yine şiddet , acı , allah ailerine sabır,
    sebeb olanlarıda kahretsin.
    ölü sayısı 90 yada dsfza yaralı 200
  9. muhtemelen bu siteyi okuyan birileri öldü/yaralandı. belki de bundandır sitenin sessizliği.
  10. geriye yeryüzüne yükselen bir anıttan başka bir şey bırakmayandır..