1. sadece üçüncü çeyreğinin sonu ile son çeyreğini izleyebildiğim ve fenerbahçe'nin 55-52 kazandığı maç.

    öncelikle söylemek gerekir ki bir takımı kendi evinde 52 sayıda tutmak büyük bir iş. hele ki rakip tempo üzerinden oynayan, atletik oyuncuları olan ve claver, delaney, broekhoff, singleton gibi önemli hücum silahlarına sahipken.

    geçen sene de maçı boğan rakibi hataya zorlayan ve bireysel yetenekleriyle işi kotaran bir fenerbahçe vardı. ancak bu yıl en büyük fark takımın ortaya gerekli sertliği ve karakteri koyması bence. udoh-vesely ikilisi hem fiziksel hem psikolojik manada geri adım atmayan ve 'restine rest ulan' diyebilen karakterde oyuncular, geçen yıl sadece vesely için bu söylenebilirdi. ayrıca iş disiplinine sahip ve kendini bulmuş özel bir skorer olarak datome'nin katkısı, artık sorumluluk alan ve kırılma anlarında ayakta kalan(bugün de delaney'nin üçlüğüne verdiği cevapta görüldüğü gibi) bogdanoviç, her an topu soluna vurup olmayacak pozisyonlardan üçlük çıkarabilen dixon'la birlikte takımın stabil performans veren hücum opsiyonları da çoğaldı -ki bunun sayesinde bugün gününde olmamasına rağmen kazandı fenerbahçe.

    maçtan ziyade genel bir değerlendirme yaptım lakin zaten takımın çizgisi de ortada. sene başında dixon'u bizden(karşıyaka) kopardığı için kızgındım fenere ama güzel bir yapıları var basketbol şubesi genelinde, umarım bu güzel takım bu yıl euroleague şampiyonluğunu türkiye'ye getirir bize de tarihe tanıklık etmek düşer.