1. yıllar evvel, mimarlık okumak için canını dişine takan bir arkadaş, bir gün "ya şeyhim, edebiyata gönül veriyorum bir yandan, ne edeyim, eserse bak işsiz bir edebiyat öğretmeni olmak için formasyon alırken bulursun beni, mimarlığı da çok isterem, isterem de isterem" demiş idi. ben de "git aydın boysan'a bak, sonra gel adağını kır" demiş idim. o adam şimdi mimar ve gayet güzel şeyler yazan bir hikayeci oldu çıktı. en çok o üzülmüştür çevremde.

    senin için içeceğiz rakımızı aydın boysan.