• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.63)
bird box - susanne bier
görünmeyen uğursuz bir varlık toplumun büyük kısmını intihara sürükler.


  1. 2018 yapımı dram/gerilim/bilimkurgu filmi, bir netflix yapımı. gene bu senenin filmlerinden a quiet place ile oldukça benzer bir temaya sahip. insanlık gene bilinmez bir fenalığın pençesinde soyunun tükenmesiyle karşı karşıya ve gene geriye kalan 3 5 kişinin yaşadıklarını izliyoruz.

    açıkcası a quiet place filminden nefret etmiştim. insanlık tarihine hakaret niteliğindeki film, iç tutarsızlıkları ile izlediğim son zamandaki en kötü filmlerden biriydi. bird box ise ona kıyasla daha tutarlı bir film. derli toplu oyunculuklar izliyoruz. akla düşen sorulara makul cevaplar alıyoruz. buna rağmen bird box da vasattan daha fazlası değil fikrindeyim.

    benim adıma, netflix yapımı filmlerle arama mesafe koyma zamanımın çoktan gelip geçtiğini söyleyen son netflix yapımı olarak özetlenebilir. trailer
  2. ---spoiler---

    küçük sarışın dünya tatlısı kızın "ben bakarım" dediğinde ağlamayan insan bizden değildir.

    ---spoiler---

    bireylere karşı bulunmayan ama insanlığın geneline olan nefretimden galiba, başımıza bir felaketin geldiği filmlere bayılıyorum. ayrıca quiet place ve birdbox her ne kadar aynı konulardan ilerliyor gibi görünse de ikisi de sinematografi açısında çok farklı yollar izlemiştir ve ikisi de kaliteli vakit geçirtebilecek iyi yapımlardır.

    ---spoiler---
    direkt quiet place üzerinden bir şeyler yazmak istemiyorum aslında ama birdbox biraz daha sembolik içerikler barındırmaktadır. başrolün gözleri aşağıya bakarken başlayıp, filmin sonunda yukarıya, gökyüzüne bakması, filmin siyah fırça darbeleriyle başlaması, başrolün tüm tablolalarının karanlık, yalnızlık öğelerini barındıran tablolar olması, ilk gözüken tablodaki gibi iletişim kuramayan yalnız insanlar barındıran bir evde mahsur kalmaları.

    tamamen dışarıya kapalı bir kadının insanlarla nasıl iletişim kurduğunu, nasıl kendini açtığını ve sonunda sevgiyi nasıl kabullendiğini görüyoruz. zamanında çocuklara bir isim bile takmamış olması ama filmin sonunda ben bunların annesiyim diye tanıtarak, isimlendirmesi örneklerden birisi mesela.

    filmden akılınızda çaresizlik ve drama haricinde pek bir kalmıyor aslında ama;

    bazı insanların intihar etmesi ama bazı insanların kabullenip onlara yardımcı olmaya çalışması kötü ve iyi insanların mutlak bir güç altında nasıl mutlak bir şekilde iyiliğe ve kötülüğe yönelebileceğini göstermektedir.

    ayrıca karşımızdaki varlıkları bize de göstermeyerek filmdeki karakterlerin ne hissetttiğini anlatmaya çalışmıştır ve basit bir yaratık filmi olmaktan (quiet place) daha ötesine ulaşmıştır.

    inanılmaz çekimler, olağan üstü sahneler yok ama mükemmel bir drama ve yorumlayabileceğiniz öğeler var. felsefesi ve derinliği var çünkü yazar eric heisserer. (arrival)

    ---spoiler---

    biliyorum bir çoğunuz izledi ama izlemeyenler için sessiz bir kış akşamı yalnız başınıza izlemek için ideal bir film.
    isk
  3. bugüne kadar filmlerde insanların olur olmaz her şeye çare bulduğuna şahit olduk. yönetmen camiası sanıyoruma rtık bu tabudan sıkıldı ve yıkmaya çalışıyor. bu aralar çaresiz kalan insanlığın dramını anlatan filmler görüyoruz. fakat bu sefer de basit çözümlerle kurtulabilecek durumları uzattıkça uzatıyorlar. bir de fiziksel mi değil mi karar tam verilemiyor. burada örneğin kapalı alana canavarın girmemesi ile sokaklarda dolaşması çelişiyor. fiziksel mi değil mi nedir bu yani. sokakta dolaşan eve de girer, görülemeyen içinden geçilen içeri de girer. kapalı alana giremeyen kapalı alandan çıkamaz, aynı anda ikiş farklı yerde olamıyorsa yani her yerde aynı anda olamıyorsa hareket ediyor ve benlli bir büyüklüğü hacmi kütlesi var demektir. radarla görülebiliyorsa yeri tespit edilir demektir. ayrıca nedeninin de anlatılamıyor beynine giriyor ve seni intihara sürüklüyor peki bunun bilimsel açıklaması nedir diye sorsan o da yok. ben tam anlamadım bu yeni dönem sinemasını. tutarsız, dayanaksız, çelişkili bi yandan da duygusal ağırlıklı falan. tuhaf.
    abi
  4. film boyunca ağlayıp durdum, son sahnede salya sümük vaziyetteydim artık. filmle mi alakalı benimle mi bilmiyorum... dram yönünü gerilim yönünden daha çok hissettim ben. her yönden başarılı bulduğum bir netflix filmi.