• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.50)
blade runner - ridley scott
deckard bir blade runner'dır, yani kaçak replikant'ları (yapay insan/android) avlayan bir polis. artık kovalamacadan sıkıldığı için ayrılmayı düşündüğü bir sırada, çaldıkları bir uzay gemisiyle dünyaya 5 replikant'ın geldiğini öğrenir. milyonlarca insanın yaşadığı dev bir şehirde bu 5 kaçağı bulmak zorundadır.


  1. Muhteşem bir filmdir. Felsefi açıdan da fazlaca yüklü bir filmdir. Filmde Descartes'a direkt gönderme vardır meşhur sözüyle: "I think; therefore, I am" (Düşünüyorum, öyleyse varım). Ayrıca Descartes aracılığıyla Hegel'in varoluş için şart koyduğu "Recognition" (Tanınma, Algılanma) ya da "Acknowledgment" (Onay, Kabul) fikri de reddedilir. Roy karakterinin monolog yaptığı şu sahne (https://www.youtube.com/watch?v=NoAzpa1x7jU) harikuladedir.
    -"Gerçek bir deneyimdir korku içinde yaşamak değil mi? Köle olmak böyle bir şeydir işte."
    Bu sahnede de, filmde Hegel'in Diyalektiğinin değil de Marx'ın Diyalektiğinin kabul alındığı görülebilir. Hegel'e göre köle "yabancılaşma" yoluyla "farkındalık" kazanacağı bir sürece girmektedir lakin bu yolu çok karmaşık çizer ve kölenin farkındalık kazanıp kazanamayacağını belirsiz bir şekilde ortada bırakır. Marx'a göreyse farkındalık kazanılıp, devrim gerçekleştirilecektir. Bu sahne, bu sebeplerden, bir devrim sahesi olarak yorumlanabilir. Roy bir efendiye dönüşür ve Deckard'ın hayatı onun ellerindedir.