1. evlenmek ve çocuk doğurmak/sahip olmak insanoğlunun nefes alırcasına yapmak zorunda olduğu şeylermiş gibi düşünüldüğü için, toplum tarafından bazen acımasızca baskısı hissedilen durumdur. aklı başında iki arkadaşımın bunu gerçekten istemiyorsam asla baskılara aldanıp da yapmamam gerektiğini söylemelerini ve annemin desteğini saymazsam benim de doktorum ve kırk yılın başı "belki" görüşeceğim arkadaş annelerim bile yoğun baskı yapıyorlar.
    işin ilginç tarafı toplum bu baskıyı yaparken karşı tarafın sağlık durumunu, çocuğunun olup olmayacağını bilme gereği duymuyor. bir gün bir arkadaşımın annesine "yahu yeter insanlara çocuğu olup olmadığını bilmeden neden baskı yapıyorsunuz?" dediğimde gelen cevap şok ediciydi: "olsun, sen gene de yap lütfen! " ben bu çocuğu yapsam senin hayatında ne değişecek teyzeciğim? benim hayatım bence altüst olacak çünkü ben kendimi bunu kaldırabilecek noktada görmüyorum. kaldı ki mesleğim gereği de insanların gerçekten bir görev gibi düşünerek sahip olduğu çocukları da gördüm. ülkemin bir çok şehrinde bulundum ve yoksulluk içinde yaşayan onca çocuğa bir fayda sağlayamadan, kendimi de hazır hissetmeden bir çocuk sahibi olsam bunun beni mutlu etmeyeceğini anladım.

    hatta gündemi takip ettikçe hazırbulunmuşluk halinin psikolog ya da psikiyatristler tarafından kontrol edilmesi gerektiğini bile düşünüyorum.
    bir ebeveyn olmak çok güzel bir duygudur kesinlikle ancak kedilerim ve köpeklerim için bile kaygılanma halimi abarttığım düşünülürse; benim için en hayırlısı kedili teyze olarak yaşlanmaktır diye düşünüyorum.
    bir öğretmen olarak söyleyeceğim tek şey ise sırf adettendir diye, eşini kendine bağlamak için, evlilikteki sorunları gidermek için yapılacak çocuğun çoğunlukla mutsuz bir birey olacağıdır.