1. yetiştirmeyin. bırakın, o kendisini yetiştirsin. zira insanların "yetiştirmek"ten anladığı; çocuğu, vakti geldiğinde istendik bir kalıba sığacağı şekilde bir dizi propagandaya tabi tutmak. ebeveynin görevi çocuğu hayatta tutmak ve kendisini geliştireceği fırsatları ona sunmaktır.

    çocuğa kütüphaneye gitmeyi ya da kitap satın almayı öğrettiysen, kitap ihtiyacını finanse ediyorsan, kal orada. bir adım daha gitme arkadaş! ondan sonrası çocuğu "yetiştirmeye" girer işte. bırak, ne okuyacağına o karar versin. ne senin vereceğin dindarlığa, ne de senin vereceğin vatanseverliğe ihtiyacı var onun.

    bir neslin diğerine benzemesi gibi saçma bir beklentiden ötürü "dejenerasyon" gibi saçma bir tabirimiz var; biraz geç de olsa, hayırlı olsun hepimize.