1. ayda 14 gün nöbet tutan, nöbet sonrası günlerde en erken 9da çıkan çalışanın tahammülsüzlüğünü egoyla karıştırmamak lazım. egosu var demen için bir iş dışında gör, değerlendir. yoksa bu tahammülsüzlüğü 2 saat sıra bekledikten sonra 13 saatir ameliyatta olan doktora geç geldiği için sen de yapıyorsun. o dışarda özel muayenehanesinde yüzü gülen doktor cebine para girdiği için değil, mesleği tadıyla yapabildiği için gülüyor.

    klinik yıllarında bir tıp öğrencisi olarak bir çok bölümde gözlem yapıyorum ve açıkça söyleyebilirim ki hasta-hekim ilişkisinin en sorunlu ve şiddetli olduğu alanlar kesinlikle acil ve cerrahi alanlardır. ilişkinin kısmen düzenli olduğu yerlerde, hastaların memnun ayrıldığı branşlardaki çalışanlar da aynı fakülte mezunu. e peki neden onlar bu gibi sıkıntılar yaşamazken cerrahi ve acil branşları sıkıntı yaşıyor. evet doğru bildiniz, egosu yüksek olanlar cerrahi seçtiği için, cerrahi bölümlerde insan dışı çalışma koşulları olduğundan değil.

    bu yazıdan hekimlerin yaptığı her davranışı meşru bulduğum çıkarılmasın. tahammül karşılıklı olursa bir yerlere geliriz. aynı tahammülsüzlüğü tek bilgisi tarifelerin kampanyaları olan gsm operatörü çalışanı da gösteriyor gün sonunda.
  2. "doktor egosu" diye bişey yoktur "egolu doktorlar" vardır ama bunu yanında egolu öğretmenler , egolu polisler de vardır yani ego denen şey kişidedir meslekte değil!!
  3. bize ait bir sosyal temsil mi acaba diye düşünürken dünya genelinde de doktorların egolarından şikayet eden insanlar görünce açıkçası rahatladım. insanların en savunmasız, kaygılı ve endişeli oldukları yerlerden biridir hastaneler. bu durumdayken kişi kendini savunmaya ve dışardaki tüm uyaranlara karşı ekstra dikkatli olmaya kodlanıyor ve her ne kadar doğru bulmasada doktorların egoist olduklarına dair stereotiplerden haberdar. tüm faktörler bir araya gelince hastanede yaşanılan en ufak bir olumsuzluk bir nevi bilişsel kısayol olarak bu tip kalıp yargılarla da açıklanabilir.
    şöyle bir fıkrayla bitireyim:

    a man dies & goes to heaven.

    upon arriving at the pearly gates he is told "welcome to heaven, everyone is equal here."

    the man is then given a tour of heaven and finds that it is indeed true.

    the man decides he's just got to try the food & goes & stands in the cafeteria line.

    while waiting ,a man in green scrubs goes rushing to the front of the line & gets his food ahead of all the others.

    "hey, i thought everyone is equal here. why did he jump the line?"

    "oh, him?" says st peter, "that's god, he is just playing at being a doctor ."
  4. ego ziyadesiyle kişinin kendisiyle alakalı bir durum ancak doktorlar için böyle bir genelleme yapılıyor. ortada böyle bir gerçek var çünkü. egoyu doktorun o titre sahip olana kadar yaşadığı sıkıntıların mükafatı olarak görmüyorum asla. kendi halinde ve oldukça mütevazi doktorlar da var. diğerleri ise kendini tanıtırken "ben doktor x." diye doktor olduğunu vurgulayanlar ve "dr" plakalarıyla ortamlarda boy gösterenler oluyorlar zaten.

    hülasa her meslekte egolu kesim var. bağzı mesleklerde daha çok var. bizim tespit kusmamız bir yaraya merhem olmuyor. yine yaralara merhemi doktor buluyor. çok da şey yapmamak lazım. olur öyle. doktorlarımız da fakülte yıllarında almış oldukları o iletişim becerileri dersini unutmamalılar.
  5. yine house md' den gelsin.
    hasta: doktorlar neden diğer insanlardan üstün oldukları fikrine kapılıyorlar ?
    dr. house: muhtemelen ölümün eşiğinden çekip aldığımız onlarca insan yüzünden. (sezon 7 bölüm 9)
  6. işine hakimiyet görüntüsü oluşturduğu ve kararında olduğu müddetçe olması gerekendir. çünkü bu sayede ilaç ve tavsiye uyumlulugunu elde edebilirsiniz. aşırı samimi davranırsan hastayı kaybetmissindir, hayat iksirini de versen eve gidince o iksir çöpü boylayacaktır.ha kibir ise başka bir olaydır ve türkiye ortalamasinda durum neyse doktorlarda da oran odur. herkesin unuttuğu bir nokta var, doktor dediğin adam da bu toplumdan çıkıyor, karekterlisiyle namussuzuyla bu toplumdan çıkıyor.örneğin birçok insanin çocuğunun doktor olup hayatının geri kalanında maddi sıkıntı çekmemesini istediği bir toplumda doktorların maaşının tartışılması büyük bir ironidir
  7. keşke herkes gözlemci olarak bir günlüğüne dahiliye polikliniğinde durabilse...
    not: videoyu izlemedim.
  8. öncelikle kişiden kişiye değişken bi durum olduğu aşikar.

    fakat şöyle bir durum var: bu iş egoyu besleyen bir iş, çoğu karakter kaldıramıyor. düşünsenize karşınızdaki insanların hayatı size bağlı, yaşaması ölümü sizin ellerinizde bi nebze. gün geliyor hastayı ölüm döşeğinden alıyorsunuz, hayata geri döndürüyorsunuz. tekrardan nefes alıp veriyor, yüzü gülüyor. çaresi sizsiniz, sizin dediğinizi yaparlarsa iyileşiyor ve bunu siz biliyosunuz etrafınızdaki hiç kimse değil. şimdi bu durum nası bi yaratır insan psikolojisinde, tabii ki mutlak ego. elbet insan kendisiyle gurur duyacak, kendini önemli hissedecek bu durumda. ve bu neredeyse sadece doktorlara has bi durum (ki doktorluk yaygın bir iş, her zaman vardı her yerde vardı), üstte dediğim gibi çoğunun karakterleri kaldıramıyor, doktor egosu da buradan geliyor.

    bana göre, doktor egosu her doktorda(hayat-ölüm-iyileşmeyle içli dışlı olan tabi) var, mutlaka olacaktır. bazılarında baskın, bazılarında pasif olur sadece.
  9. biz tıpçılar hastane içinde okulda olsun o kadar farklı ortamlarda bulunuyoruz ki herkesin dediği gibi duygusuz bir hale geliyoruz . diğer insanların muhabbetleri konuştukları şeyler ilgimizi çekmiyo farklı bir hal alıyoruz sohbetlerimiz konuştuklarımız bir yerden sonra ayrılıyo diğer insanlardan acı ama malesef böyle.. doktor egosu deniyor ama doktor olabilmek için hayatının 1/3 kısmını feda ediyor insan mezun olduktan sonra öyle bir egoya ulaşıyor ki bütün dünyayı katletse bile o insan hatasını sorgulamaz hale geliyor.. başlarda vicdani sorumluluklarının etkisinde kalınabiliyor fakat belirli bir zamanda sonra hissizleşmeye başlıyor insan.
  10. 6 yıl okunması , mesleğin 3000 bilim dalına ayrılması vesaire egolu olacağınız anlamına gelmez. hangi dersleri aldığınızı bilmiyorum. araya bir iki etik dersi sıkıştırmaları hiçte fena olmaz gibi duruyor. değil 10 sene 100 senede okusan saygıdan ödün vermeyeceksn arkadaş. senin bu kadar okuman kafa patlatman bunu gerektirmez. tek şikayet eden siz olamazsınız. tek kutsal meslek doktorluk değil. tek saygı duyulması gereken meslekte değil. dışarıda 40derece sıcağın altında çalışanlar veya direk yerin altında çalışanlar var bu böyledir. hem saygı göstemeyeceksn sonra saygı bekleyeceksin. sen bekleye dur.
    ryu