1. piyasada halihazırda verilmekte olan ve sertifikasının gün geçtikçe değer (!) kazandığı "eğitici eğitimi programları" tam olarak bu tanımın karşılığını vermemektedir.

    eğitici eğitimi ya da daha yaygın kullanımı ile "eğitmen eğitimi" aslında belirli bir konuda verilmesi öngörülen eğitimleri vermesi öngörülen kişilerin bilgilendirilmesi ve konuyla ilgili donatılması anlamına gelmektedir. bu anlamda ortada başka bir eğitim vardır ve bu aday eğitmenler bu konunun detayları hakkında bilgilendiriliyorlardır. yıllardır benim de içinde olduğum ve eğitimini verdiğim "eğitmen eğitimi" tanımı budur.

    peki, yakın zamanda ortaya çıkan bu "zibidilerin köşeyi dönme hakkında kestikleri ahkamlar" anlamına gelen "eğitici eğitimleri" ne anlama gelir?

    açıkçası kişisel gelişim ve eğitim sektörü derin derya bir sektör ve önüne gelenin, uyduruk bir sertifika alanın, yurt dışında bir hocayla kahve içmişliğim var diyenin atladığı, son model ofislerde son model sunum teknikleri ile son model kıyafetler içinde bahsedilen konulardan ve kafayı keşkül kıvamına gelene kadar karıştırdıktan sonra belli bir miktar parayı-ki bunlar dolar ve euro da olabiliyor-cebine indirmek marifetine sahip insanlar tarafından icra edilen bir oyun halini almıştır. bu paket programların pazarlanması gittikçe kolaylaşmıştır; çünkü dünyada para kazanmanın ve hatta çok para kazanmanın "başarı" sayılması durumu hasıl olmuştur. dolayısıyla para kazanma serüveninde ayağınızı nereye koymanız gerektiği ile ilgili, daha doğrusu kimlerin üstüne basmanız gerektiği ile ilgili ahkamlar kesilecek ve sabah yataktan kalkarken pozitif olmanın o gün patronunuza kaç para daha kazandırdığınız ile ilgisinin olmadığı ilişkisi kurulmaya çalışılacak bir konuşmalar silsilesi var olacaktır.

    bugün gelinen bu noktada çalışan insanın idrak noktası ne derece yere yakın tutulursa çalışan içinde olduğu kazanın aslında ateş üzerinde olduğunu anlamayacaktır ve zamanla ısınan ve hatta kaynayan suda haşlanacaktır. (bkz: kaynayan kurbağa sendromu)