1. şüphesiz ki yeditepe istanbul'dur. oyuncuları, senaryosu, aforizmalarıyla hala aklımda. herkesin feylesof olduğu bir kenar mahalle trajedisidir, bizden olan insanların hikayesini bize anlatır, buğulu gözlerle izlersiniz. bir de çok özlersiniz ah'lar ederek. ayrıca gelmiş geçmiş tüm dizilerin içinde dil kullanımı en iyi olan türk dizisiydi.

    ikinci bahar var sonra, memoli'yi nasıl ittirmişti ama sahneden. kadın karakterlerin hepsi inanılmaz baskın ve güzellerdi, afet-i devran'ı unutmak ne mümkün. en güzel yanı, yapay olmamasıydı sanırım birçok kaliteli türk dizisinin aksine; zerre abartı, samimiyetsizlik, televizyon yapımı olmanın getirdiği etkileyici olma zorunluluğu...zerresi yoktu. samatya'da yaşamayı istetirdi hep.

    çemberimde gül oya var bir de son olarak. cuma akşamlarını iple çekerdik, salya sümük ağlamayı beklerdik. o zamanlar çok farkında değilmişim ama inanılmaz müzikleri varmış, dizileri müziklerden mahrum bırakan bugünkü saçma dizilerin aksine. ah zarifem, ah!

    yazarken tekrar izlemek istedim hepsini, true detectivemiş peh.