• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.78)
fareler ve insanlar - john steinbeck
pulitzer ve nobel edebiyat ödülü'nü kazanan john steinbeck'in çağımızın toplumsal ve insani meselelerini ustalıkla resmettiği eserleri modern dünya edebiyatının başyapıtları arasında yer alır. steinbeck romanlarında yalın ve keskin bir gerçeklik sunarken yine de her seferinde çarpıcı bir öykü ile çıkar okurunun karşısına. tarihin bir kesitindeki dramı insani ayrıntıları kaçırmadan sergilerken, "tozpembe olmayan gerçekçi bir umudun" türküsünü dillendirir. bu nedenle eserleri edebi değerleri kadar güncelliklerini de hiç yitirmemiştir.

fareler ve insanlar, birbirine zıt karakterdeki iki mevsimlik tarım işçisinin, zeki george milton ve onun güçlü kuvvetli ama akli dengesi bozuk yoldaşı lennie small'un öyküsünü anlatır. küçük bir toprak satın alıp insanca bir hayat yaşamanın hayalini kuran bu ikilinin öyküsünde dostluk ve dayanışma duygusu önemli bir yer tutar. steinbeck insanın insanla ilişkisini anlatmakla kalmaz insanın doğayla ve toplumla kurduğu ilişkileri de konu eder bu destansı romanında. kitabın ismine ilham veren robert burns şiirindeki gibi; "en iyi planları farelerin ve insanların / sıkça ters gider..." (d&r'dan alinmıştır.)


  1. sisteme eleştirel bir tavır takınan ayrıca yoksulluğun insan ilişkileri ve toplumsal ilişkiler üzerindeki etkisinin yoğun bir şekilde işlendiği bir kitap !---- spoiler ----!

    spoiler

    !---- spoiler ----!
  2. kitabı okuduğumda 5. sınıftaydım çok net hatırlıyorum, kitap bitince beyin sarsıntısı geçirmiştim ve ben olsam ne yapardım diye uzun uzun düşünmüştüm. sanırım george un yaptığı en olması gerekendi. neticede lennie nin yumuşak şeyler tutkusu artık tehlikeli olmuş ve birini öldürmüştü. hem güçlü hem de aklı yetersiz biri için bu ilk olmayabilirdi. çoluğumuzu çocuğumuzu, en yakınındaki george u da öldürebilirdi. hem zaten george ölürken lennie yi yanlız bırakmadı ki. olması gerekeni yapıp vicdani yükünü de efendi gibi sırtladı..



    ayrıca kitabın 1973 baskısı vardı bende. çok kıymetliydi bir tarihi eseri saklar gibi sakladım. liseye gelince edebiyat öğretmenim kendince sınıfta bir kitaplık oluşturmuş, öğrenciler okusun diye didiniyordu. ama kitaplar da çok sıkıcıydı. yaklaşık 100 tane kitabımı aldım getirdim. canım tarihi eserimi de içlerine kıskana kıskana koydum ve kendime de kızdım bir eşyaya bu kadar tapmak anlamsız başkaları da okuyup öğrenirse daha değerli olacak falan diye... sonuç: paramparça edildi..
  3. ben bu kitabı bir iki ay önce okudum. daha önce ne konusu bilirdim ne içeriğini. beni ta can evimden vuran ve sonunda da nice hüzünlere gark edip ağlamaklı yapan da tam olarak bu kara cahilliğim oldu.

    bundan üç sene kadar önce üç kişilik bir arkadaş grubuyla şöyle bir geyik döndü. gronland'a gidelim orada kendimize istediğimiz gibi bir hayat kuralım. zaten allahın buzlu yeri karışan eden de olmaz. saatlerce konuştuk. konuştukça hoşumuza gitti ve dedik acaba?^:yok yok o kadar uzağa değil^

    bi toprak parçası alsak içinde kendimize yetecek kadar eksek biçsek. güzel bir geyik muhabbetiydi. konuştukça insanı salak saçma tebessümlere boğuyordu. ama hala ne zaman bi araya gelsek ne zaman yapıyoruz? ne zaman gidiyoruz? muhabbeti döner şakayla karışık.

    işte ben bu konuşmalardan, bu yüzümü aşık olmuş gibi gülümseten muhabbetlerden sonra okudum bu kitabı. etkisi muazzamdı. işin ilginç yanı benim diğer iki cahil de okumamış bu kitabı. öyle geyik yapmışız. hoş çok yaratıcı ve ilk bizim bulabileceğimiz bir fikir değil.

    klasik yabancılaşan insan, şihir hiyiti, biriysilcilik vs vs. kafka falan işte. ama bizim için özel bir muhabbeti. kelimelere dökünce bile buna amına koyim ne kadar yüzeyselmiş diyorum, diyorum da aklımda ki o fareleri anlatamıyorum tabii.

    velhasıl kelam cahillik mutlulukmuş. zamanında bu kitabı okusaydım eminim bunun yarısı kadar keyif alamazdım. ancak özel bir bağım var bu kitapla hala açar açar okurum. incecik bir şey zaten. okuyun. okutun ve hayal kurun.
  4. ''en iyi planları farelerin ve insanların/sıkça ters gider'' lafı üstad robert burns'e ait olup bu nadide eserde de hayat bulmuştur.
  5. george ve lennie'nin dostluğu kitaptan yola çıkılarak birçok ülkede filmleştirilmiştir. kitabın çarpıcılığı lennie'nin düşlediği hayat ile gerçeğin bir çatışmasından yola çıkar. george aksi ve iyi kalplidir lennie mankafa bir saf olmasına karşın george'a bir tür bağ kurmuştur. yumuşak kalbi gibi dokunması yumuşak her şeyden keyif alır, zaman zaman tehlikeli bir insandır. bir çiftlik evim olsa diye hayal kurarım bazen. içinde beslediğim hayvanlar olsa derim. atım köpeklerim ineklerim olsa derim. ne dersiniz belki de bu düşleri kafamıza sokan lennie'dir ha?
  6. her adı geçtiğinde pis bir hüzün çöker. george napsın , bazen seçeneği olmuyor insanın.
  7. kafamı allak bullak eden, arkadaşlığın ne olup ne olmadığını düşündüren bir john steinbeck romanı.

    --spoiler--

    george'un lennie'ye her halükarda arkadaşlık edeceğini düşünmüş ve sonunu böyle tahmin etmemiştim.

    --spoiler--
  8. karikatürlere konu olması üzerine merak edip aldığım ve dün bitirdiğim kitap.
    kitabın gidişatına göre de sonu tahmin edilebilir bir hal aldığından o duygu şeysi pek olmadı. ama bu da güzel olduğu gerçeğini değiştirmez. okunur

    ek: duygusuz olan benim demek ki yahu. zülfiyare neden dokunuyor :(
  9. lise 1 de okumuştum. şu an aklımda kalan tek şey adamların köpeklerle net bir derdi olduğu. hatırladığım kadarıyla yanlarında yatan yada havlayan her köpeği tek kurşunla öldürüyorlardı.
  10. ağlatan, uzaklara dalıp gitmeye sebep olan kitaptır