1. ben göçüyorum dilara

    bu deniz deli,bu sandal kırık
    ve ellerim kan-ter içinde artık
    bütün ışıklara sırtımı döndüm,
    bütün ışıklardan kaçtım
    ben bir garip adamım dilara,
    kör-kütük karanlıklara aşık…
    beni,üç odalı bir mahzene koymuşlar,
    kapılar kapatıyorum,kapılar açıyorum
    aşka susadığımda-bir ömür boyu-
    tenhalarda yıllanmış kanımı içiyorum
    bunu,ben seçiyorum!
    kimse bilmiyor dilara,
    kapılar kilitli,
    ben göçüyorum,
    ben göçüyorum…
    ben,bu şehre bulutlarla girdim
    geceydi,siyahtı,kanım yağmıyordu,böyle değildi
    işte,beni terkettiler,atımı ürküttüler
    gümüş tepsilerde şiirler getirdiler
    cebim yoktu dilara,param yoktu
    beni bitirdiler,
    beni bitirdiler…
    gelecek,biliyorum
    at değil,bulut değil,kuş değil,
    biliyorum,beyaz değil
    bir şey gelecek
    bir şey gelecek,ben gideceğim
    kimse ağlamayacak dilara,
    hiçkimse gülmeyecek
    bir boşluk,varlıksız,varlıksız ve kıyassız.
    ben,bütün şairlere dokundum,geçtim
    bütün şairlere,prenslere,bütün kurbağalara
    bütün kahramanları ben öldürdüm dilara,
    ben öldürdüm sandılar.
    ben gideceğim,şairler doğacak,
    değnekler kırılacak
    bir şiirin en kanatlı yerinde,
    bir şey gelecek
    ya da bir şey gelmeyecek,
    ben gideceğim…
    say ki,bir uzun yol treni olsun zaman
    rastgele inilmiş bir bozkır istasyonu..
    bir yanlış adres olsun,bir yanlış adres,ömrüm
    öyle yalnız,yabancı ve gölgesiz.
    trenler geçer ya,geçmez değil,
    bağrımdan geçer trenler,
    biletim geçmez…
    beni,baştan aldattılar dilara,
    beni unuttular,
    beni unuttular…

    ali kınık
    eale
  2. sanırım olay istanbul’da geçiyordu
    ismini vermek istemeyen caddelerde
    olası bütün kaçış yolları tutulu
    yurtlarından çıkarılan adamlar arasında
    ve aşk, aniden yola fırlayan bir çocuktu.

    artık halka açık bir yerde bekliyor seni hayat
    orda sana ölçü, birim ve düzen verilmemiştir
    mümkün mertebedeki adamlar ve kadınlar
    beherler, masa saatleri ve ergonomi
    yok, ama herkes uyanık birtek benim uykum var
    değil mi ki beş dakikada bir erteliyorum seni…

    korkuyorsun, üşüyorsun ve yanlış anladın
    şairi yanlış anlamak daha güvenlidir
    daha konforlu daha kurumsal daha aciz
    şimdi unut bunları ve tüm gücünle bana güven
    kaybedeceğiz!
    hayır, bu sefer doğru anladın

    ispat edemem fakat öylece içime baktın
    ve sonra kalbim olaysız bir şekilde dağıldı
    ne kadar koştuysam da nefesim hala çok yakın
    bilerek ve isteyerek değilse gerçek midir bu acılar
    haberin bile yok oysa dünyanın en güzel kızısın
    ama dünya bunda kasıt arar!

    yine de, gel ve al yüzümü eline
    haydi sev beni, konu serbest…

    furkan çalışkan
    eale