1. yahu buraya gelmiş hayatına son vermek isteyen insanları dahi sınıflandırmaya çalışıyoruz. doğmak isteyip istemediğimiz bizlere hiç sorulmadı bildiğiniz gibi. kişi yaşamış sevmemiş, acılara dayanamamış, bıkıp bunalmış, hayattan alabileceğini veya almak istediğini aldığını düşünmüş ve bu kararı vermiş. bize ona korkak! demek düşmez. ya da vay be ne cesurmuş ama! demek. ölen insanlara bile gizliden gizliye yarış içindeyiz. bak o zorluklara katlanamadı ama ben katlandım ne güçlüyüm ama! şeklinde düşünmek ne denli doğru?

    arkasında bıraktığı insanlar yüzünden intihar eden birine bencil diyoruz tamam, peki bir yakını intihar etmiş olan bir kişi bu lafı duyunca iyice yaralanmayacak mı? (ailelerin onların üzerinden karar verip dünyaya getirdikleri çocukların bu hayatta olmak istememe fikirlerini de göz önünde bulundurmaları gerektiğini de düşünüyorum. yani onun seçimindeki bencillikten çok çok önce ailelerin yaptığı bencillikler de var. evladına doğdun öyleyse sonuna kadar yaşayacaksın bakışıyla bakmak da bir bencilliktir. ama oğlu intihar etmiş bir anneye bu ikisini de demek aynı açıdan can yakıcı.)

    bir de intihara teşebbüs eden insanlara ilgi budalası diye etiketi yapıştıranlar var. evet bu konuda çok doluyum. intihar eder, korkak ya da cesur diye bağırırız; intihara teşebbüs eder ama kurtulur, ilgi budalası diye bağırırız. her şey bizim istediğimiz kesinlikte olmalı yoksa hemen eleştiririz. yaşamak dert ama ölmesine bile karışıyorlar insanın. ölümünde bile samimiyet, korkaklık, cesaret vb aranıyor. neden her konuda bu kadar fikir sahibiyiz? ya da şöyle diyeyim neden hassas ve en ince ayrıntısına kadar bilinmesi gereken konularda böyle net fikirliyiz? bazen bunu demek bana düşmez demeyi bilmemiz lazım sanırım.
    jole