1. hiç şaşırtmayan bir şekilde valilik tarafından yasaklanmış olan bir insan hakları yürüyüşüdür. yasaklanma sebebi de şöyle açıklanmış: "bu arada yine sosyal medya platformlarında bu çağrıya karşı toplumun farklı kesimlerinden çok ciddi tepki gösterildiği görülmektedir." bu nasıl mazarettir arkadaş ya. alperen zımbırtılarını konuşturup haberlere çıkartıyorlar sonra da halk huzursuz oldu diye gösteriyi yasaklıyorlar. öyle çürümüş o denli kokuşmuş bir ülkedeyiz ki hiç kimse sesini çıkartmıyor. en özgürlükçü geçinenler dahi eşcinseller için "yaşasınlar tabii onlar da insan. ama benden uzakta yaşasınlar." görüşünde.

    konu kürt meseleleri ya da ateizm gibi artık toplumda çok daha rahat konuşabildiğimiz meselelerde ahkam kesenler bu konuya gelince suspus oluyorlar. sokakta herhangi bir eylemde polisten (acab) gelebilecek hiç bir tehlikeden çekinmeyen adamlar, ki gerçekten de eylem sırasında ölümü dahi göze aldıklarına pek çok kez kendim şahid oldum. konu eşcinsellerle beraber mücadele edip haklarını savunmaya gelince sessiz kalıyorlar. travestilerle beraber yürümeyi onuruna yediremeyen bu insanların hayal ettiği özgür dünya artık midemi bulandırmaya başladı.

    dokuz-on yaşlarında çocuklar ailelerinden gördükleri baskı sonucunda, toplumdan gördükleri baskı sonucunda banyoda babalarının kemerleri ile kendilerini asarken hiç bir suçluluk duygusu hissetmeyecek kadar ölü bir toplum oluşmuş burada. ülkenin bir kısmı gökkuşağı renklerindeki bayraklardan bile rahatsız olabilecek kadar insanlıktan uzaklaşmışken diğer bir kısmı bu konuda sadece sessiz kalmayı tercih ediyorlar. ya da bir yerlerde muhabbeti geçtiğinde "tabii abi onlar da insan." dediklerinde sessiz kalmamış olduklarını. toplumun hep birlikte işlediği bu cinayetlere ortak olmamış olduklarını düşünüyorlar.

    öyle ruhsuz ve hareketsiz bir hale gelmişiz ki artık konuşmaktan başka hiç bir eylemsel dinamiğimiz kalmamış. herkes o denli liyakatten uzak kalmış ki, hiçkimse aslında hiçbir şey yapmadığının farkında değil. lgbti onur yürüyüşünü bir direnişten ziyade bir parti havası ile adeta kutluyor. kendi sosyal çevrelerinde asıp kesen feministler, kelimelerin etimolojisine kafayı takmış halde; boko haram yüzlerce kadını öldürüp toplu mezarlara gömerken merak dahi etmiyorlar neler oluyor diye. ateistler, veganlar vs. herkeste bu ölü sessizliği var artık.

    ne yapılabilirdi ya da bir şey yapılabilir mi ki diye sormak bile istemiyorum artık. sadece bu sessizlik kanıma dokunuyor.