1. bir martının, konseyin önünde kendini savunma hakkı yoktur.fakat jonathan'ın sesi birden yükseldi.''hangi sorumsuzluklar kardeşlerim?'' diye bağırdı.''yaşamın gerçek anlamını arayan,bulmaya çalışan bir martıdan daha sorumluluk sahibi biri olabilir mi? bin yıldır yaptığımız tek şey balık peşinde koşmak.artık yaşamak için bir nedenimiz olmalı; öğrenmek,keşfetmek,özgür olmak gibi.bana bir şans verin,öğrendiklerimi size göstereyim.''

    konseyi oluşturan tüm martılar bir taş gibi sert ve ifadesizdiler.hepsi bir ağızdan ''kardeşlik bitti!'' diye haykırdılar ve onu duymamazlıktan geldiler.ardından arkalarını dönüp çekip gittiler.

    richard bach - martı jonathan livingston
  2. “korktuğun her olaydan, başına gelmesinden ürktüğün her kötü rastlantıdan kaçınmak için onu ayrıntılarıyla düşünürsün hemen. ayrıntılarıyla düşünmek şart. yoksa bir noktayı bile düşünmeyi unutsan o nokta başına gelir. yalnız yaşayanlar her şeyi hesaba katmak zorundadır. başka türlü korunamazlar. başka türlü yaşayamazlar. allahım neler düşünüyorum! düşün oğlum hikmet. düşün ki bunlar başına gelmesin. iyi şeyleri düşünmekten kaçın sadece. onlar başına gelsin. mesele bu kadar basit işte.”

    (bkz: tehlikeli oyunlar - oğuz atay)
  3. başka bir yol, başka çare lazımdı. on seneden beri içlerinde yaşadığı halde bir türlü alışamadığı bu insanların arasında onun da sağlam bir yeri olmalıydı. yalnız kendisine dayanan, yalnız kendisinin olan bir yeri...

    kuyucaklı yusuf/sabahattin ali