-
- okudum
- okuyorum
- okumak istiyorum
-
youreads puanı (8.79)
"her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum "kürk mantolu madonna"yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. kollarıyla bizi sarar. sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran sabahattin ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
-
"kürk mantolu madonna" nın 70'li yıllarda cem yayınlarından yayımlanan bir edisyonu vardır ( yayınevi yok olduğu için reklama girmez ; istenirse kitap kütüphanelerde veya sahaflarda bulunabilir). bu enfes baskının sayfa altlarında ve kitap sonunda , sivas madımak otelinde yanan usta asım bezirci'nin açıklayıcı notları vardır, fransızların "edition critique" dedikleri türden...bir bölümde asım bezirci, kitabın yayımlandığı yıllarda ( 40'lar, ki savaş yılları, hitler'e yanaşmanın gündemde olduğu, stalin'in kars ve ardahan talepleri olduğu, acaba o yana mı yanaşsak, bu yana mı çalkantı günlerinde, türk cılız solu'nun da "yurt ve dünya" vb gibi entelektüel dergilerde kapalı devre boy gösterdiği yıllar) "sol" dergilerde çıkan eleştirilerden söz eder : sosyal meseleler dururken neden böyle burjuva duyarlıkları filan gibisinden...çünkü o devirde raif efendinin bir konsomatriste duyduğu sevgi ve bunun enfes ince derinlikli sözcüklerle ifade edilmesi burjuva işi gereksizliklerdi (bkz: plehanovcu anlayış) ezilen işçilerin, halkın ve köylülerin ezilmesini edebiyatlaştırmak varken....hey gidi günler...